Öğretmen Hilmi Kanık tarafından kaleme alınan “Eski Uzungöl’ü Özleyelim mi?” isimli yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.
2022 Yılı Turizm sezonuna Merhaba demeye hazırlandığımız bu günlerde Sosyal medyada bir algı operasyonudur aldı başını gidiyor.Çoğunun Uzungöl ile aslı astarı da yok bu paylaşımları yapanların.Neymiş efendim…
-Ah o eski Uzungöl…
-Uzungöl mahvoldu…
-Uzungöl’de Doğa katledildi.
Şimdi gelin Eski Uzungöl ile yeni Uzungöl’ü bir kaşılaştıralım.Aradaki farkı hep birlikte görelim.
Bu satırları kaleme alırken yazının başlığında da ifade ettiğim gibi ben Öğretmenim ve de Turizm ile uzaktan yakından hiçbir alakam yoktur.Sadece tarafsız bir göz ile fotoğrafa bakmaya çalışacağım.
Önce Glazomat ile başlayalım…Uzungöl’de Turizm başlamadan önce Glazomat kendi halinde bir yer konumunda idi.Üzerinde insanların güçlükle yürüdükleri hatta yürümedikleri için nerede ise kapanma noktasına gelen bir Glazomat yolu…Kuş uçmaz kervan geçmez… senede 10 gün belki çayır biçmek için gelen vatandaşlar uğrardı Glazomat’a.Çayır biçmek de ayrı bir dert.Çünkü çayırı biçtik otu ne olacak.Ya hayvanlar sonbaharda Glazomat’e gelecek ve binbir güçlük ile mezire sahipleri Glazomat’a gidip gelecek ya da insan sırtı ile otları Uzungöl’e taşıyacağız.
Eski Glazomat Fotoğrafı bu işte.Peki şimdiki Glazomat fotoğrafına bakalım…Pırıl pırıl lüks cafe,otel ve rastaurantlarının olduğu,yolun,suyun,elektriğin olduğu bir Glazomat.Her sene yaklaşık 3 milyon turistin ziyaret ettiği,insanların araçlarını park edebilmek için sıraya girdiği bir Glazomat.
Ve de doğa kesinlikle korunmuş,doğanın korunmasına çok aşırı bir özen gösterilmiş Glazomat Mevkiinde.
2009-2014 Dönemi Uzungöl Belediye Başkanı Abdullah Aygün,Yusuf Özen gibi işletme sahipleri sayesinde Uzungöl ve Ülke Turizmine kazandırılan Turizm cenneti Glazomat.
Ve de Glazomat’ta en küçük bir doğa tahribatı yok.Hatta o muhteşem doğa çevre düzenlemesi ile daha da muhteşem bir hale gelmiş.Gece ışıklandırması yapılmış.Karşıdan bakınca o muhteşem görüntü insanın ruhunu okşuyor.
Sahi biz hangi Glazomat’ı özleyeceğiz.Kuş uçmaz kervan geçmez kimsenin uğramadığı Glazomat’ı mı yoksa her sene milyonlarca misafire ev sahipliği yapan Glazomat’ı mı?
Glazomat’tan aşağı doğru iniyoruz.Bu defa Büyükköy’deyiz.Eski Büyükköy’e bakalım.Eski bir yolu olan,mahalle sakinlerinden başka hiç kimsenin uğramadığı işin olmadığı sürece hiçbir şekilde gidilmeyen Büyükköy.İşte size Eski Büyükköy.Eskiyi özlüyoruz ya…
Peki şimdiki Büyükköy’e bakalım.Evlerin çoğu doğal dokuları korunarak modern pansiyonlara ve otellere dönüştürülmüş durumda.Uzungöl Turizminin cazibe merkezlerinden bir tanesi..Hem tesisleri hem de Turizm altyapısı ile muhteşem bir yer.Artık işiniz olmasa da Büyüköy’deki o muhteşem güzelliği görmek için Büyükköy’ün yolunu tutuyorsunuz.
Büyükköy’de de büyük oranda evlerin kültürel dokuları korunmuş tıpkı diğer mahallelerde olduğu gibi.Evler mimari yapı korunarak pansiyon ya da otele dönüştürülmüş
İşte size eski Büyükköy ve Yeni Büyükköy fotoğrafı.İster eski fotoğraf ile övünün ister yeni muhteşem görüntüsünü tercih edin.
Uzungöl Merkezdeyiz şimdi de…Öncelikle Hocalı Mahallesine bakalım…Önce eski fotoğrafa bakalım.Eski kırık dökük evler.Ahşaptan ve bakımsızlıktan çürümeye yüz tutmuş çatı ve döşemeler.Sokaklarda yürümek mümkün değil.Her taraf çukur.Allah göstermesin Gece düşseniz bir tarafınız kırılacak.
Peki yeni Hocalı Mahallesi.Sokak ve cadde en mükemmel şekilde Uzungöl Turizmine hizmet veriyor.Evlerin hepsi Turizmin sayesinde restorasyondan geçmiş yeni ve modern görünümleri ile Uzungöl Turizmine hizmet veriyor.Uzungöl’ün doğal dokusuna da hiçbir şekilde zarar verilmemiş Hocalı Mahallesinde.
Özlüyoruz canım özlüyoruz.Bizler eski ve doğal Uzungöl’ü özlüyoruz.
Uzungöl’ün sembolü haline gelmiş olan göl ve çevresindeyiz şimdi de…Önce eski fotoğraf tabi ki…Göl ve yol iç içe…Yol dediğimiz lafın gelişi…Küçük bir patika yolu.Yürümek mümkün değil.Gölün çevresinin her tarafı çamur deryası.Yürümeye kalkışsanız yürümek mümkün değil.Gece gölün çevresinde yürümek zaten mümkün değil.Her taraf zifiri karanlık.Benim çocukluğum döneminde gölün karşısına gece ulaşılması mümkün olmayan bir yer olarak bakardık.Özellikle gece gölün çevresinde yürüyüşe çıkmak mümkün değil.Kurbağa seslerinden yanınızdaki arkadaşınızın sesini duyamazsınız.Gölün her tarafı çamur ve balçık…Yaz mevsiminde bir de sazlar çıkıyor ortaya.Ortada göl diye bir şey yok.Her taraf sazlık.Yazın sivrisineklerden uyumak mümkün değil.
Dün akşam bir toplantıdayız.Muhsin Yazıcı Kardeşimiz bana bir soru sordu.
-Hilmi Hocam dedi.Gölde boğularak ölüm vakaları nerede ise bitti.Eskiden Uzungöl’de her sene bir boğulma vakası yaşıyorduk
Hafızamı zorladım.Sevgili Muhsin doğru söylüyordu.Uzungöl Göl Çevresi Çevre Düzenlemesi yapılmadan önce her sene gölde boğulma vakaları oluyordu.Şimdi ise göl ile yürüyüş yolu birbirinden ayrıldı.Boğulma vakaları da sıfıra indi.
Hani Eski Uzungöl’de çamur ve balçık içinde göl çevresinde yürüyorduk ya daha doğrusu yürüyemiyorduk.Şimdi ise Turizm sayesinde göl çevresinde modern bir yürüyüş parkuru oluşturulmuş.Gönül rahatlığı ile gözünüz kapalı yürüyüşe çıkabilirsiniz gölün çevresinde
Gölün çevresinde yürüyüş ve akşam…Turizm sayesinde gölün çevresi modern bir şekilde ışıklandırılmış.Gölün çevresi renk bahçesine dönüştürülmüş.Çocukluğumuzda hayal olan göl çevresinde gece yürüyüşü şimdi ayaklarımızın altında.Sabaha kadar dolaş…
Artık Kurbağa sesi yok Uzungöl’de…Gönül rahatlığı ile kafanızı dinleyerek yürüyüşe çıkabİlirsiniz.
Göl artık sazlık ve bataklık değil.Yine Turizm sayesinde göl atık maddelerden temizlenmiş tertemiz ve pırıl pırıl hali ile Ülke ve Dünya Turizmine ev sahipliği yapıyor.
Sahi biz hangi gölü özleyeceğiz?Eski gölü mü yeni gölü mü?
Seyir Terasının bulunduğu bölgedeyiz.Her gün onbinlerce misafirin Uzungöl Fotoğrafı çektirdikleri yerdeyiz..
Eski haline bir bakalım.Yol yok,ulaşım yok,hiçbir şey yok.Her taraf ağaç ve orman ile çevrili.Ormanın içine gireyim desen mümkün değil.
Şimdi ise Turizm sayesinde yolu yapılmış,elektriği getirilmiş,altyapısı tamamlanmış,seyir terası yapılmış ve modern bir Turizm Yeri olarak Ülke Turizmine hizmet veriyor.
Devam ediyoruz.Bu defa Gölbaşı Mahallesindeyiz.Bundan 100 sene önce tamamının göl sularının altında olduğu şimdi ise Uzungöl Turizminin kalbinin attığı Gölbaşı Mahallesi
Önce eski fotoğraf…
Sokaklar her taraf çamur deryası…Yağmur yağdı mı kapıdan kapıya gitmek mümkün değil…Evler eski harabe yıkık dökük…
Ve şimdi yeni fotoğraf
Sokaklar mükemmel bir şekilde parke taşları ile örülmüş.Altyapı tamamlanmış.Sokak aydınlatmaları modern bir şekilde tamamlanmış.Evler modern bir şekilde dizayn edilerek Ülke Turizminin hizmetine sunulmuş.
Siz eski Gölbaşı’yı özlemeye devam edin.Ben Yeni ve Modern Gölbaşı’yı seviyorum
İnceli Mahallesi…Eskiden sadece komşuların birbirlerini gördükleri dışarıdan hiç kimsenin işi olmadığı sürece hiç uğramadığı Doğa Harikası bir mahalle.Turizm sayesinde altyapısı tamamlanmış,modern Turistik tesisler yapılmış doğanın içinde sıcacık bir mahalle.Eskiden kimsenin uğramadığı İnceli Mahallesinde şimdi insan seli yaşanıyor.
Biz şimdi hangi İnceli’yi özleyelim.Eskisini mi yoksa yenisini mi?
Bağırarak söylüyorum.Ben yenisini seviyorum.
Barajlar Bölgesindeyiz şimdi de…Eski Uzungöl’de ilkbahar mevsiminde dere suları dağlardan topladıkları ağaçları,taşları kumları,toprakları göle taşırlardı.Bu yüzden de göl sürekli doluydu.Bu eski Uzungöl Fotoğrafıydı.
Uzungöl Turizmi sayesinde…1989 Yılında…DSİ tarafından Uzungöl’ün dolmasını önlemek ve gelen atık maddelerin göle ulaşmasını önlemek için 4 tane baraj yapıldı…Önce göl dolmaktan kurtuldu.Sonra bu yapılan barajlar Uzungöl’e farklı bir renk ve güzellik kazandırdı.Şimdi insanlar Uzungöl’e geldiklerinde soluğu barajlar bölgesinde alıyor.Hem piknik yapıyorlar hem de ağaçların içinde doğa ile baş başa tatil yapıyorlar.
Sahi şimdi biz Hangi Uzungöl’ü özleyeceğiz?Eskisini mi yoksa yenisini mi?
Haros Komları,Demirkapı Mahallesi,Çayıroba Mahallesi,Balıklı Göl,Aygır Gölü,Yedi Göller,Multat Yaylası,Şekersu Mahallesi,Tabanoz,Büyük Yayla,Veli yaylaları…Sırandağı…Hocalı Komları…Filak,Malbet ve Alçakköprü Komları…
Hepsi Eski Uzungöl’de kimsenin uğramadığı kuş uçmaz kervan geçmez yerlerken günümüzde Yeni Uzungöl sayesinde her biri Ülke ve Dünya Turizmine büyük katkılar sağlayan dev birer Turizm Merkezi konumunda
Birileri eski Uzungöl’ü özlemeye devam etsin…
Benim çocukluğumun geçtiği Gadonalad meziresi…Turizm yok hiçbir şey yok orda…Belki 30 senedir bir Allahın kulunun gittiği yok.Geçen bizim arkadaşlar anlattı.Patika yol bile orman yüzünden kapanmış.Her taraf orman olmuş.Kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olmuş Gadonalad Meziresi
Hasretle Doğa Dostlarını bekliyor Gadonalad…Hele de Doğa Dostu Sanatçı Apolas Lermi’yi çok özlüyor Gadonalad.Gidebilirse tabi…
Doğa Katliamı var diyorlar ya Uzungöl’de…Ben bu Doğa katliamı kelimesine hiçbir zaman katılmadım.Aklım da hiç almadı.
Uzungöl’de Doğa katledilmiş…
Ne yapılmış mesela?
Ağaç kesilip yerine tesis mi yapılmış…
Ormanlar talan mı edilmiş?
Kamu malına zarar mı verilmiş?
Başkasının hakkına tecavüz mü edilmiş?
Hayır,hayır,hayır,hayır…
Kesinlikle hayır.Uzungöl’de bırakın Doğa katliamını doğaya karşı inanılmaz bir saygı var.Çocukluğumdan anımsarım.Uzungöl’de her sonbahar mevsiminde her eve birer kamyon odun mutlaka yapılırdı.Çünkü buna insanların ihtiyaçları vardı yakacak odun için.
Sonra Turizm geldi Uzungöl’e…İnsanlar kömür ile tanıştı.İnsanlar da rahat etti.Orman da…Belki 30 senedir kimsenin ormana uğradığı yok Uzungöl’de.Ormanların kendilerini yenilemeye ihtiyacı var.Ara kesim yapılması lazım.Ama kimsenin ormanın yanından dahi geçtiği yok
Evet katliam var Uzungöl’de…Doğa katliamı
Sormak isterim eski Uzungöl’ü özleyenlere
1965 Yılında 120 aile neden Uzungöl’den ayrılıp Van Özalp Dönerdere ve Emek Köylerine gittiler…
Sizin özlemini çektiğiniz Uzungöl’de yaşıyorlardı.Eski Uzungöl’de…
Sahi bu insanların derdi neydi ki hasretlerini yüreklerine koyup bin KM uzaktaki İran sınırına gittiler
Siz yorulmayın ben söyleyeyim…
Uzungöl bu insanların karnını doyuramamıştı.Karınlarını doyurabilmek için hasretlerini yüreklerinde saklayarak Van yolunu tutmuştu hemşerilerimiz…
Geçtiğimiz yaz sezonunda Van’daydım..Bir Düğün için gitmiştim
Gelin Batman’lı…Damat Dönerdere’de yaşıyor
Ben de giriş sunumunda bir nostalji yapayım dedim.Düğün için Batman-Dönerdere Uzungöl Düğünü diye anons edeyim diye düşündüm.Batman dedim ses yok.Dönerdere dedim ses yok..Uzungöl dedim salon alkış yağmuruna tutulmuş.İnsanlar ayağa kalkmış Uzungöl’ü alkışlıyorlar.
Uzungöl’ü bu kadar seven,Uzungöl’e bu kadar aşık olan insanları İran Sınırına gönderen ne acaba?Eski Uzungöl mü yoksa yeni Uzungöl mü?
Çok uzun bir yazı oldu.Bir kaç not ile bitireceğim.
1960’lı,1970’li yıllarda sıradan bir mahalle olan Uzungöl ,Uzungöl Turizminin Baş Mimarı Sevgili Dursun Ali İnan ve Girişimci Uzungöl Turizmcilerinin sayesinde Günümüzde Turizmde Dünya Markası bir yer haline geldi.
Eskiden köy olan Uzungöl şimdi altyapısı,üst yapısı,Turizm alternatifleri,modern tesis ve işletmeleri ve cazibe merkezi oluşu ile artık Turizm alanında Dünyanın en önemli turizm marka değerlerinden bir tanesi olmaya devam ediyor.
Söylediklerinde ne kadar samimidirler bilmiyorum ama birileri Eski Uzungöl’ü özlemeye devam etsinler.
Ben son cümle olarak söylüyorum ki…
Uzungöl’ün eskisi de bizim…Yenisi de…Ama yenisi eskisinden çok daha güzel,çok daha doğal,çok daha modern ve çok daha etkileyici…