Uzungöl’ün Duayen Büyüklerinden Merhum Dursun Danış ile Uzungöl Kültürünün son 100 Senelik dilimini konuştuğumuz çalışmayı yayınlıyoruz.
Beldemiz ve Solaklı Deresi Civarında 100 yaşına yaklaşan büyüklerimizin sayısı oldukça azalıyor.Bunlardan bir tanesi de Uzungöl Kültüründe çok önemli bir yer tutan Dursun Danış.Mükemmel bir insan,örnek bir toplum adamı ve de herkesin sevdiği ve de saygı duyduğu bir insan olarak uzun seneler Uzungöl´de İnsanına çeşitli hizmetler sunan Dursun Danış’ı ne yazık ki bir süre önce kaybettik.
Her zaman söyleriz.Kaybettiğimiz değerlerimizi onlar hayatta iken arayıp bulmak ve de engin bilgi ve tecrübelerinden faydalanmak gerekir.Ancak üzülerek ifade etmek gerekirse bir çok değerimizi onlardan faydalanamadan kaybediyoruz.
İşte Dursun Danış ile 2004 yılında yaptığımız bir röpörtajı paylaşmak istiyoruz Sizlerle.Bu vesile ile sizleri bundan 100 sene öncesine taşımak ve de 1910´lu yıllarda Uzungöl´ü sizlere yaşatmak istiyoruz.İşte Dursun Danış ile yaptığımız o tadına doyum olmayan keyifli sohbet.
SEFERBERLİK
SORU:Seferberlik yılları hakkında neler biliyorsunuz?
DURSUN DANIŞ:Askerleri yolcu ettiğimizi çok iyi hatırlıyorum.Kuşkaya´ya kadar yürüme indik.O dönemde 200´den fazla gencin Seferberliğe gittiğini söyleyebilirim.Gidenlerin çok büyük bir bölümü şehit oldu.Çok az bir kısmı geri döndü.Daha sonraki yıllarda Rusların elinden kurtulanlar da geri geldiler.
RUS İŞGALİ
SORU:Beldemizin Ruslar tarafından işgali hakkında neler söyleyebilirsiniz?
DURSUN DANIŞ:Rus´ların Büyükköy´ü yakmalarını çok iyi hatırlıyorum.Yaylada yapılan çatışma öncesinde Rus kuvvetleri Ziğandeyo tarafında,Türk Kuvvetleri ise Bayburt tarafında bulunuyordu.Bir gece yarısı Türk Kuvvetleri Rus Ordusuna ait birliklere bir baskın gerçekleştirdi.Rus Ordusu paniğe kapıldı.Bu panik esnasında Rus Askerlerinin önemli bir bölümü birbirlerini vurdular.
Bir de sözü edilen Büyükköy yangınında Rusların Gofo´nun evini yaktıklarını hatırlıyorum.Bu yangında Efendi Kızı Hava adında yaşlı bir kadının da yandığını biliyorum.
HOCALI YANGINLARI
SORU:Hocalı Yangınları Hakkında neler söyleyebilirsiniz?Siz o zaman kaçö yaşındaydınız?
DURSUN DANIŞ:16 veya 17 yaşında idim.1918-1919 yılları idi.Yangın bizim evden başladı.Yangın kendiliğinden çıkmıştır.Önce Ocak yanmaya başladı.Buradan Ocağın altından evin arka tarafına(dufaya) sıçradı.Yangın esnasında çok kuvvetli bir rüzgar esiyordu.Bu rüzgar yüzünden yangını kontrol altına alamadık.1-1.5 saat gibi çok kısa bir sürede 30-35 hane evin tamamı yerle bir oldu.Bu yangından sonra herkes komşu köylerde bulunan akrabalarının yanına taşındı.Çok büyük sıkıntılardan sonra hepimiz yeniden evlerimizi yapmaya başladık.Ekonomik anlamda hiçbir gücümüz yoktu.Çok büyük sıkıntılar çekerek yeniden evlerimizi yaptık.
SOSYAL YAŞAM
SORU:Beldemiz Halkının o yıllardaki yaşantısı hakkında bize bilgi verir misiniz?
DURSUN DANIŞ:Çok sıkıntılar çektik.O dönemde “HAMLİYA” adı verilen öldürücü bir hastalık vardı.Halkımız o hastalıktan çok çekti.Bir akşamda 4-5 cenaze olduğu zamanlar oluyordu.Bu hastalıktan sayısız insanın öldüğünü biliyorum.Yiyecek yoktu.Büyüklerimiz yiyecek bulabilmek için diğer köylere giderdi.Babam ile Amcam Zeno Köyüne gittiler.Bir miktar buğday aldılar.Ancak aldıkları buğdayları ne yazık ki eve getiremediler.Her tarafta açlık olduğu için aldıkları buğdaylar yolda gelirken zorla ellerinden alınmıştı.
Yetim çocuklar 2-3 ev değiştirerek bakılıyordu.Çoğu çocuk babasını ya da annesini çok küçük yaşlarda kaybetmiş ve de bu yüzden başka evlerde büyümüşlerdir.
Eskiden yaylada kışla yapan bir çok insan vardı.Yaylalarda günümüzde olduğu gibi eskiden de hayvancılık yapılmakta idi.1941-1942 yıllarında Beldemizde ağır bir kıtlık dönemi yaşandı.İnsanlarımız çok açlık çektiler.Yiyecek hiçbir şey bulamıyorlardı.Mısır bulunmuyordu.Mısırların Kozanları (guri) değirmenlerde öğütülerek un elde edilmekte ve bunlarla beslenmekte idik.Halk arasında yaygın olarak bilinen KABIZ hastalığı başladı.
1929 SEL FELAKETİ
SORU:1929 Sel Felaketi Hakkında Bildiklerinizi Anlatır mısınız?
DURSUN DANIŞ:4 Haziran 1929 tarihinde büyük bir sel felaketi oldu.Yukarı Köylerden(Aso,İpsil,Yente) kopup gelen sular Gölbaşı Mahallemizin tamamını kapladı.Gölbaşı Mahallesinde suyun basmadığı yer kalmadı ve de Gölbaşı Mahallesi adeta Göl Haline geldi.Sel Hocalı Mahallesini de bastı.Günümüzde Yerleşim Yeri olan Mustafa Sezgin(Eyüpdiyu), ve Mustafa Karagöz(Haşbar)´ın ikamet ettiği yerlere sel döneminde ancak sal ile gidilebiliyordu.Sel suları Büyükköy´ün yarısına kadar çıkmış AHBİN olarak bilinen tarım arazisinin tamamı sular altında kalmıştı.
UZUNGÖL´DE KARAKOL
SORU:Uzungöl´de Karakol´un geçmişi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
1920´li yıllarda Uzungöl´de Karakol´un kurulduğunu iyi biliyorum.Karakol Beldemize Hafız Hüseyinoğlu(DEVRANOĞLU) döneminde kurulmuştur. Karakol ilk olarak Filak Mahallesinde,Daha sonra Meryemli Mahallesinde ve de son olarak Hocalı Mahallesine yerleştirilmiştir.
Karakolun Uzungöl´e yerleşmesi ile ilgili unutamadığım bir anımı da paylaşmak isterim.Sanırım 1926 veya 1928 yıllarıydı.Karakola ilk defa telefon alınmıştı.Tabi Halkımız telefonun ne demek olduğunu bilmiyordu.O dönemde Muhtar olan Hafız Hüseyinoğlu(DEVRANOĞLU) telefon ile bir başka yer ile görüşmekte idi.Çevirmeli telefon ile ararken halkımız buna inanmadı.DEVRANOĞLU için ;
“Bu adam ya delidir ya da bizimle dalga geçiyor” dediler.Bunun üzerine muhtar o an orada bulunan herkesi telefon ile görüştürerek onları inandırdı.Uzungöl bu şekilde telefon ile tanışmış oldu.
BAYBURT UZUNGÖL TİCARETİ
SORU:Eskiden halkımız geçim sıkıntısı çekiyordu.Bu sebeple Ormandan yaptıkları Orman Envallerini Bayburt´ta satarak geçimlerini sağlamakta idiler.Bizlere o yılları anlatır mısınız?
DURSUN DANIŞ:Biz bu yıllara Halk arasında Katırcılık Yılları adını veriyoruz.1930 yılından 1965 yılına kadar devam etmiştir.Bu dönemde Ormandan Karahızar ile odun biçiyorduk.Bu odunlardan çeşitli Orman Envalleri yapıyorduk.Bunları satmak için CANKURTARAN`a (Soğanlı Dağı) bir günde.Bayburt´a ise ancak 2 günde yürüme olarak varabiliyorduk.
Şunu özellikle ve de üstüne basarak ifade etmek istiyorum:yaptığımız işin yanlış olduğunu ve de Ormanlara zarar verdiğimizi hepimiz çok iyi biliyorduk.Ancak açtık.Başka hiçbir geçim kaynağımız yoktu.Zorunluluktan bu işi yapıyorduk.
Ormanları Korumak için önceleri “ORMAN ASKERLERİ” vardı.Daha sonra ise “BAKI MEMURLARI” bu görevi üstlendiler.Çoğu zaman yolda giderken BAKI MEMURLARINA yakalanırdık.Bayburt´a ulaşamazdık.Yüklerimizi elimizden çekip alıyorlardı.Çektiğimiz bu kadar zahmet hep boşuna giderdi.Bakı Memurları yakaladıkları bu Orman Envallerini ve Kaçakçıları Bayburt´ta bulunan Orman Koruma Memurluğuna getirirlerdi.Bir Hafta Hapis Cezası verildiği oluyordu.Kimi zaman da Para Cezası verilmekte idi.
TARLA ÜRÜNLERİ
SORU:Geçmişten Günümüze kadar tarlalarımızda hep aynı ürünler mi yetiştirilmiştir.
DURSUN DANIŞ:Eskiden Kendir ekiliyordu.Her hane Kendir ekiyordu.Kendirlerin sapları kurutuluyordu.Bunlardan “BANİ” adı verilen kıyafetler yapılmakta idi.Banileri satarak geçimimizi sağlamakta idik.Bani satmak için Malatya´ya kadar gidenler oluyordu.Ayrıca koyun yününden ŞAL yapar ve de bunları da satardık.
BELEDİYENİN KURULUŞU
SORU:Belediye Teşkilatının Kuruluşu Hakkında bizlere neler söyleyebilirsiniz?
DURSUN DANIŞ:Bilindiği gibi Uzungöl´de Belediye Teşkilatı 1962 yılında kurulmuştur.Ben İlk Kurulan Belediye Teşkilatında Belediye Meclisi Üyesi olarak görev aldım.Belediye Başkanımız Cafer Tayyar ÖZEN ile birlikte halkımızı topladık.GRENİ tarafından(YAZ YOLU) Bayburt yolunu yapmaya başladık.Yol Taksimi yapıldı.Her haneye belli bir yer verildi.Halkımız kazma ve kürekleri ile çalışmaya başladı.Çoğu halkımız ahırında beslediği ineğini ya da evinde bulunan değerli eşyasını satarak yol yapımına katkıda bulunmuştur.Toplum olarak hep birlikte el ele vererek Yardımlaşmanın en güzel örneğini sergileyerek umulandan çok daha kısa bir zamanda Uzungöl Bayburt yolunu tamamlamış olduk.
Daha sonra Uzungöl Çaykara arasındaki yolun yapımı başladı.O yolun yapımında da çok zorluklar yaşadık.Yolu Orman İşleri tarafından düşük ücretler vererek yöremizin yerli halkına yaptırılmıştır.Uzungöl Çaykara arasındaki yol yaklaşık olarak 3 senede yaptırılmıştır.
Evet İnsanoğlu gelip geçici Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Hepimiz doğuyoruz,büyüyoruz,bizlere biçilen ömrü yaşadıktan sonra ise son yolculuğumuza uğurlanıyoruz.Ancak hangimiz Sevgili Dursun Amca kadar Topluma faydalı birer insan olarak yaşamımızı tamamlayıp Mevleya Son nefesimizi teslim edebiliyoruz.
Mekanın cennet olsun Sevgili Dursun Amca.Uzungöl’ümüze verdiğin sayısız hizmetler için Mevlam seni Cenneti ile Mükafatlandırsın İnşallah.