Antalya Bilim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Hemşehrimiz Prof.Dr. Necati Ağıralioğlu´nun yazdığı ?GEÇMİŞTEKİ NÜFUSUN VE GÖÇLERİN DOĞU KARADENİZ İLLERİNİN GELİŞMİŞLİĞİNE ETKİSİ-II? adlı araştırma yazısını siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
Antalya Bilim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Hemşehrimiz Prof.Dr. Necati Ağıralioğlu´nun yazdığı ?GEÇMİŞTEKİ NÜFUSUN VE GÖÇLERİN DOĞU KARADENİZ İLLERİNİN GELİŞMİŞLİĞİNE ETKİSİ-II? adlı araştırma yazısını siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
GİRİŞ
Bu yazının I. Kısmında altyapı yatırımlarının ve özellikle ulaşım sistemlerinin Doğu Karadeniz illerine etkisi incelenmişti.
Bu II. kısımda ise geçmişte bölgedeki nüfus ve nüfus hareketlerinin Doğu Karadeniz illerinin sosyal ve ekonomik gelişmişliğine etkisi incelenecektir. Nüfus değişimlerinde dış göçler, dış göçlere ise harpler etki ettiğinden bu yazıda önce dış ülkelerle münasebeteler, harpler ve göçler değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler yapılırken son iki asırlık tarihi dönem dikkate alınmıştır. Bilindiği üzere geçmişini bilmeyen geleceğini planlayamaz.
1864 yılında kabul edilen Teşkil-i Vilâyet Nizamnâmesi ile kaldırılmış olan eyaletler vilayete dönüştürülmüştü. Bu Nizamnameye göre 1900 yıllarındaki Trabzon Vilayet haritası Şekil 1´de gösterilmiştir. Haritadan görüldüğü gibi Trabzon vilayeti Canik (Samsun), Trabzon, Rize ve Gümüşhane sancaklarından meydan gelmişti.Şekil 1: 1864 yılında kabul edilen Teşkil-i Vilayet Nizamnamesine Göre Trabzon Vilayeti ve ona bağlı dört sancak.
SON İKİ ASIRDA OSMANLI DEVLETİNİN KAYBETTİĞİ VİLAYETLER
1830´dan 1918´e kadar yapılan savaşlarda pek çok vilayet kaybedilmişti. 20. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı Devleti sınırları içinde yer alan ancak Türkiye Cumhuriyetine intikal etmeyen vilayetler ve kaybediliş tarihleri Şekil 2´de verilmiştir. Osmanlı topraklarında yaşayan pek çok Müslüman, 25´den fazla vilayetin kaybedilmesi ile ülke sınırları dışında kalmıştı. Ayrıca bu harplerde şehit olanlar, bütün ülkede olduğu gibi, Karadeniz Bölgesinde de Müslüman nüfusun azalmasına sebep olmuştu.Şekil 2: Elden çıkan vilayetler ve Kaybediliş Tarihleri
Sadece 1914-1918 1. Dünya Savaşında kaybedilen vilayetler Halep, Beyrut, Bağdat, Basra, Musul, Hicaz, Cebel-i Lübnan, Kudüs ve Mısır (resmen) olup bunlar Şekil 2´de gösterilmiştir.
GAYR-İ MÜSLİM AZINLIK OKULLARI
1820´lerden itibaren Doğu Karadeniz Bölgesinde pek çok azınlık okulu açılmaya başlamıştır. Sadece Trabzon Sancağında aşağıdaki listedeki okullar açılmıştır.
1-Rum Okulları:
Kemerkaya Rum Koleji
Jimnazyum Okulu
Trabzon Rum Kız Okulu
Trabzon ve Çevresinde Bulunan Diğer Rum İlkokulları
Manastır Okulları
2- Ermeni Okulları
Gregoryan Ermeni Okulu
Gregoryan Ermeni Kız İlköğretim Okulu
Mekitarist Ermeni Katolik Rüştiyesi
Ermeni Lisan Mektebi,
Özel Ermeni Okulları
3-Diğer Yabancı Okullar
Fransız Sen Greguer Okulu
İtalyan Okulları
Amerikan Okulları
İran Okulları.
19. Yüzyılda Trabzon´daki azınlık okulların dışında kalan okullar ihtiyaçtan değil, misyonerlik faaliyetleri yürütmek için kuruldukları anlaşılmaktadır (Okuyan, 2018). O zamanki nüfusu 25000-30000 olan bir şehirde bu kadar yabancı okul açılması dikkat çekicidir.
TRABZON´DA YABANCI ELÇİLİKLER
1875 yılı Vilayet Salnamesine göre Trabzon Merkezinde Rusya, İran, Fransa, Belçika, Nemçe (Avusturya), İngiltere, İtalya, Almanya, Felemenk (Hollanda), Yunanistan ve İspanya ülkelerinin elçilikleri bulunmaktadır. 1984 Salnamesinde ise, bu 11 elçilikten başka, Amerika ve Macaristan´ın da Trabzon´da birer elçilik açtıkları görülmektedir (Okuyan, 2018). Aynı dönemlerde yabancı ülkeler tarafından pek çok yabancı görevli bölgenin ekonomik gücünü belirlemek için çeşitli bahanelerle bölgeye gönderilmiş ve raporlar hazırlatılmıştır (Alşan ve Duran, 2017). Trabzon´da bu kadar çok yabancı elçilik, yabancı okul açılması ve yabancı görevli gönderilmesi bir genel hazırlığın işareti olmalıdır. Yabancı okulların ve elçiliklerin bölgede hızla açılması ve azınlık çete saldırılarının aynı döneme rastlaması başka nasıl açıklanabilir. Mesela 1828 harbinde Erzurum ve Bayburt Rusya tarafından işgal edilmiş ve bunu fırsat bilen Gümüşhaneli Rum çeteleri Müslümanlara karşı taşkınlıklara ve saldırılara başlamıştı. Ardından Ruslar geri çekilince, Müslüman halkın tepkisinden çekinen bazı Rum aileler Rusya´ya göç etmişti. Ayrıca 1870´lerden sonra bölgede terör olayları yaşanmaya başlamıştı. Mesela Ermeniler, tedhişçilerin kışkırtması ile Adana ve İstanbul´da olduğu gibi, 15 Eylül 1895´te ve 7 Ekim 1895´te Trabzon şehrinde de ayaklanmışlardı.
OSMANLI - RUS MÜNASEBETLERİ
16. Yüzyılın yarısından sonra Osmanlı Rus münasebetleri yoğunlaşmış ve 250 yıl çoğunlukla harplerle geçmişti. Tablo 1´de Osmanlı Rus savaşlarının tarihi, adı ve kazanan tarafı gösterilmiştir. Bu savaşların çoğunu Ruslar kazanmış. Zaten harplerin hemen hemen tamamını Ruslar çıkarmıştı.
Tablo 1: Osmanlı-Rus savaşları kronolojisi
Sıra No |
Savaşın Tarihi |
Savaşın Adı |
Kazanan Taraf |
1 |
1568-1570 |
Astrahan Seferi |
Ruslar |
2 |
1571 |
Moskova Yangını |
Osmanlılar |
3 |
1572 |
Molodi Savaşı |
Ruslar |
4 |
1676-1681 |
Osmanlı-Rus Savaşı |
Osmanlılar |
5 |
1686-1700 |
Osmanlı-Rus Savaşı |
Ruslar |
6 |
1710-1711 |
Prut Savaşı |
Osmanlılar |
7 |
1735-1739 |
Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşı |
Osmanlılar |
8 |
1768-1774 |
Osmanlı-Rus Savaşı |
Ruslar |
9 |
1787-1792 |
Osmanlı-Rus Savaşı |
Ruslar |
10 |
1806-1812 |
Osmanlı-Rus Savaşı |
Osmanlılar |
11 |
1828-1829 |
Osmanlı-Rus Savaş |
Ruslar |
12 |
1853-1856 |
1853-1856 Kırım Savaşı |
Osmanlılar |
13 |
1877-1878 |
1877-1878 (93 Harbi) Savaşı |
Ruslar |
14 |
1914-1917 |
1914-1917 1. Dünya Savaşı (Kafkasya Cephesi) |
Sonuçsuz |
|
|
|
|
Ayrıca tarihte dört defa yakılan Osmanlı donanmasının 3 tanesini Rusya yapmıştı. Donanmanın yakıldığı tarih, yer ve yakan ülkeler şöyledir:
1. 1770´de Çeşme´de (İzmir´de), İngiltere ile birlikte Rusya,
2. 1827 Navarin´de (Ege Denizi´nde), İngiltere ve Fransa ile birlikte Rusya,
3. 1853´te Sinop´ta (Karadeniz´de), Rusya,
4. 1870 İnebahtı´da (Akdeniz´de), Birleşik Hristiyan filosu.
Ruslar 1774´den sonra sıcak denizlere inmek için Karadeniz Bölgesine saldırılarını hızlandırmış ve 1828-1829´dan sonra Karadeniz kıyılarına baskınlar düzenlemişler. Rusya, Sinop´ta 1853 yılında Osmanlı donanmasını yaktıktan sonra Rusya gemileri Karadeniz´de serbestçe dolaşmaya başlamış ve Doğu Karadeniz şehir ve kasabalarını sık sık bombalamışlardır. Bu bombalamalarda özellikle 1 Kasım 1914 ve Mart 1916 tarihleri arasında sahildeki Doğu Karadeniz yerleşim merkezleri hedef seçilmişti.
KAFKASLARDAN ANADOLU´YA GÖÇLER
1829 tarihinde yapılan Edirne Antlaşması ile Kafkasya´nın tamamında veya çeşitli bölgelerinde 375 sene süren Osmanlı hâkimiyeti sona ermiş, yalnızca merkezi Batum olan Acaristan Osmanlılarda kalmıştı. Dolayısıyla halkının büyük bölümü Müslüman olan Kafkasya´nın hâkimiyeti Rusya´ya geçmişti. Söz konusu tarihten itibaren gerek Ruslara karşı zaman zaman meydana gelen direnişler ve başkaldırılar, gerekse Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan savaşlar sebebiyle Rusya´nın Kafkasya halkı üzerindeki baskıları yoğunlaşmıştır. Bu kapsamda 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında meydana gelen Kırım Savaşı (1853?1856) ile 93 Harbi olarak bilinen 1877?1878 Osmanlı-Rus Savaşı meydana getirdikleri göçler bakımından büyük öneme sahiptirler. Her iki taraf da oldukça büyük zararlara uğramış olmakla birlikte, özellikle 1877?1878 Osmanlı- Rus Savaşı, Osmanlı Devleti için her açıdan bir yıkımı ifade etmektedir. Çünkü bu savaştan sonra devletin geleceğini doğrudan etkileyen büyük bir nüfus hareketi yaşanmıştır. Bu dönemde, çoğu Türk olmak üzere 250.000 ila 300.000 Müslüman ölmüş ve 1,5 milyon kadarı da Osmanlı topraklarına sığınmıştır (Demirtaş, 2011).
Amerikalı ünlü tarihçi Justin Mccarthy´e göre ise, Anadolu´ya göç eden Kafkas halklarının sayısı 1 milyon 200 bin kişiden fazladır. O, Anadolu´ya göç eden insanların yaklaşık 400 bin kadarının açlık ve hastalıktan öldüğünü yazmıştır. Mccarthy´e göre, sağ kalan nüfusun 600 bini 1856?1864 yılları arasında, 200 bin kişi ise 1864 yılından sonra Anadolu´ya göç etmiştir (Qasımova, 2017).
Osmanlı topraklarına 1789-1800 yılları arasında sığınan Kırım Türklerinin 500 bin, 1828-1829 yılları bir kaç yüz bin, 1860-1864 yılları arasında ise daha 400 bin Tatar Osmanlı topraklarına göç etmişler. Nerdeyse 1783-1922 yılları arasında Osmanlı topraklarına kaçmak zorunda kalan toplam tatar nüfusu 1.800.000´i buluyordu. Göründüğü gibi XVIII. yüzyılın sonlarından 1879 yılına kadar 1.500.000 Kafkasyalı Müslüman Osmanlı ülkesine sığınmıştı. Araştırmacı A. Fisher ise 1855?1865 yılları arasında 500.000.-900.000 kadar Müslümanın Rusya´dan göç ettiğini tahmin etmiştir. Karpat ise 1859?1879 arasında çoğu Çerkez olmak üzere 2.000.000 kişinin Osmanlı Devleti´ne sığındığını belirtmiştir. 1858?1865 yılları arasında Kafkasya´dan Osmanlı Devleti´ne göç edenlerin 493.000 olduğunu Bedri Habicoğlu iddia etmektedir.
Göçmenleri kabul etmek için Osmanlı Batum, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Akçakoca, Burgaz, Varna ve Köstence´de kamplar kurmuştur. 1864 yılında Batum´a 70 bin, Trabzon´a 24700 (bunların19 bini hastalıktan ölmüştür), daha sonra 63900 Çerkez (günlük ölüm sayısı 180?250) yerleştirildi. Aynı dönemde ise Samsun´a 110 bin Çerkez yerleştirilmiştir. Ancak onlar arasında da her gün 200 kişi hastalıktan ölüyordu. Sonuçta kısa sürede bu göç kamplarının etrafı toplu mezarlıklara dönüşmüştü.
Kısaca,1774 tarihinden sonra Karadeniz sahilleri güçlenen Rusya´nın devamlı saldırı hedefi haline gelmiştir. Bu saldırılar her bakımdan Karadeniz bölgesinin zayıflamasına sebep olmuştur.
Meydana gelen önemli olaylar aşağıda verilmiştir.
DOĞU KARADENİZ´DEN RUSYAYA GÖÇLER
Kafkasya´dan Karadeniz bölgesine 1854 Kırım Harbinden sonra tehdit ve yıldırma sonucu önemli Müslüman göçleri yaşanmıştı. Aynı zamanda Rusya yeni işgal ettiği toprakları nüfuslandırmak için Doğu Karadeniz´den gayrimüslimleri çekmeye çalışmıştı.1850´lerden sonra Osmanlı İmparatorluğu´nun içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik şartların kötüye gidişi ile beraber Çarlık Rusya´sının bu alanlardaki gelişimleri mevcut nüfus düzenin değişimine sebep oldu. Karadeniz bölgesinde, özellikle 1860´lı yıllardan sonra tarım arazilerinin yetersizliği ve verimsizliği, vergilerin dağılımı ve tahsilinde yaşanan adaletsizlikler gibi hususlar ekonomik meselelerin ağırlığını artırıyordu. Bunun yanında Kafkasya´dan gelen muhacirlerin bölgeye uyum sürecinde yaşanan zorluklar, asayişin kötüye gidişi hususlar da sosyal dengeyi ciddi anlamda sarsmaya başlamıştı.
Bu huzursuzluk Müslümanlar kadar gayrimüslimleri de etkilemişti. Yaşanan gelişmelerden mustarip olan gayrimüslimler tam da Rusya´nın kendi nüfus ve iş gücü açığını karşılama adına ihtiyaç duyduğu kitleyi oluşturmaktaydı. Yüzyılın ilk yarısında savaş vasıtasıyla nüfus çekmeye çabalayan Rusya, Kırım Savaşı sonrası dönemde gayrimüslimler arasında zaman zaman din görevlilerini de kullanıp, ekonomik ve sosyal vaatlerle göç propagandası yapma yoluna gitmişti (Şimşek, 2017). Hatta kendi topraklarına Osmanlı Devletinden gelen tüccar ve mevsimlik işçi konumunda olanlara yönelik propagandayı da ihmal etmemişti. Propagandaya maruz kalanlar ya da Rusya´nın cazibesine kapılanlar, aileleri ile birlikte yakın akraba çevresi ve köylerini de göçe teşvik etmekteydiler. Bu sebeple bu dönemde ferdi göçlerden ziyade bazı Rum ve Ermeni ailelerinin toplu göçlerinin olduğu görülmektedir.
OSMANLI DÖNEMİ NÜFUS SAYIMLARI
Osmanlı Devletinde ilk nüfus sayımı 1831´de yapılmıştı. Bu nüfus sayımında sadece haneler ve hanelerdeki erkekler sayılmıştı. Çünkü 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılmış ve yeni bir ordu kurulması için ülkede askerliğe uygun insanların tam sayısına ihtiyaç duyulmuştu.
Bütün insanları kapsayan ilk nüfus sayımı ise 1881´de yapılmıştı. Osmanlı Devleti´nde 1881 yılında yayımlanan Sicil-i Nüfus Nizamnamesine dayanılarak yapılan bu sayım, Osmanlı´nın en kapsamlı sayımı olma niteliğini taşımaktaydı. Bu sayımda halkın nüfusu yaşa, cinsiyete, doğum yerine, mesleğe, medeni duruma ve cemaate göre ortaya konulmuştu (Güneş, 2014).
1881 sayımında belirlenen Trabzon Vilayeti toplam nüfusu ve dini grupların yüzdeleri Tablo 2´de verilmiştir. 1881-82 Nüfus Sayımına Göre Trabzon Vilayeti genelinde 857.280 Müslüman, 155.039 Rum, 41.786 Ermeni, 1273 Katolik, 845 Protestan, 5 Yahudi ve 9 diğer yabancı uyruklu bulunmaktadır. Vilayet toplam nüfusu ise 1.056.237 kişiydi (Yılmaz, 2010). Bu sayımda bölgedeki Müslüman nüfus oranı yüzde 81,16, Rum ve Ermeni nüfus oranları ise sırasıyla yüzde 14,68 ve 3,96´dır.
Tablo 2: 1881-82 Nüfus Sayımında Trabzon Vilayetinin Toplam Nüfusu
|
Müslüman |
Rum |
Ermeni |
Katolik |
Protestan |
Yahudi |
Diğer |
Toplam |
Nüfus |
857.280 |
155.039 |
41.786 |
1273 |
845 |
5 |
9 |
1.056.237 |
Yüzde |
81,16 |
14,68 |
3,96 |
0,12 |
0,08 |
0,00 |
0,00 |
100,00 |
1900 yılına ait Trabzon Vilayeti salnamesinde, vilayetin genel nüfus değerleri Tablo 3´de gösterilmiştir. 1900´da Toplam nüfus1,200,000´e yaklaşmıştı. Bu salnamede vilayette hiç Yahudi olmadığı belirtilmişti.
Bu tablo incelendiği zaman 1881-1900 arasındaki 19 yılda Trabzon Vilayetinde Müslüman nüfus yüzdesi azalmış, gayrimüslim nüfusu yüzdeleri artmıştı. Mesela Müslüman nüfus yüzde 81,16´dan yüzde 80,34´e düşmüş, Rum nüfus yüzdesi yüzde 14,68´den yüzde 15,30´e çıkmıştı. Ve Ermeni nüfus yüzdesi 3,96´dan 4,13´e yükselmişti. Bu durum, Müslümanların harplerde kırılmaları ve bulaşıcı hastalıklardan diğerlerine göre daha fazla etkilenmiş olmalarından kaynaklanabilir.19 yılda Trabzon Vilayeti toplam nüfusu [ 100*(1198524-1056237)/1056237=13,5] yüzde 13,5 artmıştır.
Tablo 3: 1900 yılı Trabzon Vilayet salnamesine göre toplam nüfus
Sancak |
Müslüman |
Rum |
Ermeni |
Katolik |
Protestan |
Toplam |
Trabzon |
493210 |
80215 |
28351 |
1423 |
554 |
603753 |
Canik (Samsun) |
226394 |
72296 |
19549 |
74 |
555 |
318868 |
Rize |
156455 |
904 |
20 |
0 |
0 |
157379 |
Gümüşhane |
86876 |
30000 |
1618 |
0 |
0 |
118494 |
Toplam |
962935 |
183415 |
49538 |
1497 |
1109 |
1198524 |
Yüzde |
80,34 |
15,30 |
4,13 |
0,12 |
0,09 |
100,00 |
Tablo 4´den görüldüğü gibi, 1903 Trabzon Salnamesine göre Trabzon Vilayetinde 972.981´i Müslüman, 185.784´ü Rum, 50.233´ü Ermeni, 1.506´sı Katolik, 1.140´ı Proteston olmak üzere toplam 1.211.644 kişi yaşamaktaydı.
Bu tablo incelendiği zaman 1881-1903 arasındaki 22 yılda Trabzon Vilayetinde Müslüman nüfus yüzdesi azalmış, gayrimüslim nüfusu yüzdeleri artmıştır. Mesela Müslüman nüfus yüzde 81,16´dan yüzde 80,30´a düşmüş, Rum nüfus yüzdesi yüzde 14,68´den yüzde 15,33´e çıkmıştı. Bu 22 yılda bölgede toplam nüfus [100*(1.211.644 -1.056.237)/1.056.237= 14,7] yüzde 14,7 artmıştı.
Tablo 4: 1903 Trabzon Salnamesine göre Trabzon Vilayeti Toplam Nüfusu
|
Müslüman |
Rum |
Ermeni |
Katolik |
Protestan |
Toplam |
Nüfus |
972.981 |
185.784 |
50.233 |
1.506 |
1.140 |
1.211.644 |
Yüzde |
80,30 |
15,33 |
4,15 |
0,12 |
0,09 |
100,00 |
1914 NÜFUS SAYIMI
1914 yılında Trabzon vilayetinde sayılan nüfus Tablo 5´te gösterilmiştir. Toplam vilayet nüfusu 1914 yılında 1 516 249´tur. 1914 Resmî İstatistiğine Göre Osmanlı Devleti´nde Nüfus 16 134 746 olarak ifade edilmektedir. Buna göre toplam nüfusun yaklaşık %9,4´ü Trabzon eyaletinde (vilayetinde) yaşamaktadır.
Tablo 5: Trabzon Vilayetinin 1914 Yılındaki Genel Nüfusu
Sancak/Kaza |
Müslüman |
Rum |
Ermeni |
Yahudi |
Diğer |
Toplam |
64.726 |
23.806 |
14,846 |
8 |
127 |
104.858 |
|
111.421 |
18,505 |
12,349 |
- |
1.211 |
143.491 |
|
75.050 |
1.819 |
- |
- |
- |
76,869 |
|
56.401 |
6,561 |
3,517 |
- |
- |
66,479 |
|
48,999 |
10.530 |
868 |
- |
- |
60,397 |
|
57,698 |
9.762 |
323 |
- |
- |
67.783 |
|
92,301 |
24.138 |
2,275 |
- |
- |
118.714 |
|
42,823 |
1,648 |
312 |
- |
- |
44.783 |
|
28.484 |
13 |
51 |
- |
- |
28,548 |
|
17,950 |
19,575 |
258 |
- |
- |
37.783 |
|
Trabzon sancağı |
595,853 |
116,357 |
36,149 |
8 |
1,338 |
749,705 |
122.055 |
1,507 |
5 |
- |
- |
123.567 |
|
50,297 |
171 |
28 |
- |
- |
50.496 |
|
38,156 |
44 |
2 |
- |
- |
38,202 |
|
Rize sancağı |
210,508 |
1,722 |
35 |
- |
- |
212,265 |
29,639 |
9.179 |
1,817 |
- |
- |
40,635 |
|
29.686 |
30.547 |
24 |
- |
- |
60,257 |
|
22,312 |
3.155 |
392 |
- |
- |
25,859 |
|
33.130 |
614 |
482 |
- |
- |
34.226 |
|
Gümüşhane sancağı |
114,767 |
43,495 |
2,715 |
- |
- |
160,977 |
44,992 |
54,709 |
4,791 |
18 |
533 |
105,044 |
|
58.351 |
5,251 |
5.861 |
9 |
- |
69,472 |
|
48,944 |
30.838 |
1,735 |
- |
81,517 |
||
35,678 |
3,026 |
1,250 |
- |
385 |
40,339 |
|
54,353 |
3,948 |
10,820 |
- |
609 |
69,730 |
|
23,632 |
967 |
2,601 |
- |
- |
27,200 |
|
Samsun |
265,950 |
98,739 |
27,319 |
27 |
1,267 |
393,302 |
Toplam |
1,187,078 |
260,313 |
66,218 |
35 |
2,605 |
1,516,249 |
Yüzde |
78,29 |
17,17 |
4,37 |
0,00 |
0,17 |
100,00 |
Not: Ermenilerden 64,607 Gregoryen, 1,611 Katolik Ermeni. |
1914 tarihinde Trabzon Sancağı nüfus yüzdeleri Şekil 3´te gösterilmiştir. Görüldüğü gibi nüfusun yüzde 79´u Müslüman, yüzde 16´si Rum ve yüzde 5´i Ermeni´dir.Şekil 3: 1914 Trabzon Sancağı nüfus sayımı yüzdeleri
1914 tarihinde Rize Sancağı nüfus yüzdeleri Şekil 4´te gösterilmiştir. Görüldüğü gibi Rize nüfusunun yüzde 99´u Müslümandır.Şekil 4: 1914 Rize Sancağı nüfus sayımı yüzdeleri
1914 tarihinde Gümüşhane Sancağı nüfus yüzdeleri Şekil 5´te gösterilmiştir. Görüldüğü gibi nüfusun yüzde 71´i Müslüman, yüzde 27´si Rum ve yüzde 2´si Ermeni´dir.
Şekil 5: 1914 Gümüşhane Sancağı nüfus sayımı yüzdeleri
1914 tarihinde Samsun Sancağı nüfus yüzdeleri Şekil 6´dae gösterilmiştir. Görüldüğü gibi nüfusun yüzde 68´i Müslüman, yüzde 25´i Rum ve yüzde 7´i Ermeni´dir.Şekil 6: 1914 Samsun Sancağı nüfus sayımı yüzdeleri
1914´te Karadeniz illerindeki Müslüman ve azınlık nüfusları ve bunların yüzdeleri Tablo 5´te verilmiştir.1914 verilerine göre nüfusun yüzde 78,29´u Müslüman, yüzde 17,17´si Rum ve yüzde 4,37´si Ermeni´dir. Bu husus Şekil 7´den daha açık görülmektedir.Şekil 7: 1914 Trabzon Vilayeti nüfus sayımı yüzdeleri
1914 Nüfus Sayımında Artvin, Bayburt ve Tokat illeri, Trabzon vilayeti sınırları içinde değildi. Zaten 1877-1878 Rus- Osmanlı Harbi sonunda Kars, Ardahan ve Batum Ruslara bırakılmıştı. Bu harpten dolayı Kafkaslardan pek çok insan yerlerini terk ederek Osmanlı topraklarına doğru göç etmişti. Mesela 1980-1982 yılları arasında Trabzon´a Kafkaslar yolu ile gelen göçmen sayısının yaklaşık 600 olduğu kaydedilmiştir (Okuyan, 2018). Zaten Doğu Karadeniz tarih boyunca Kafkaslardan göç almıştır.
OSMANLI DÖNEMİNDE YILLIK NÜFUS ARTIŞ ORANLARI
1881-1882 yılında yapılan nüfus sayımında Trabzon Eyaletinde toplam nüfus 1056237 iken 1914 yılında 1516249 olmuş, böylece 33 yılda toplam vilayet nüfusu %43,5 artmıştır. Bunun sebebi 1877-78 Osmanlı Rus Harbi dolayısıyla bölgeye Kafkasya´dan göçüp Artvin-Rize arasına yerleşenler ile Giresun- Samsun arasına göçen Gürcüler ve Samsun´a yerleşen Çerkezler gibi Müslüman nüfustur. Fakat buna rağmen bu 33 yılda Gayrimüslim nüfus oranı artmış, Müslüman nüfus oranı azalmıştır (Tellioğlu, 2005). Şekil 8´den de görüldüğü gibi bölgede Müslüman nüfus 1881´de yüzde 81,2 iken 1914´te yüzde 78,3´e düşmüştür. Buna karşılık bölgedeki Rum nüfus 1881´de yüzde 14,7 iken 1914´te yüzde 17,2 olmuştur. Bu duruma bu tarihler arasında bölgeden harbe giden insanların şehit olup geri dönememesi sebep olabilir. Sıtma, tifüs gibi bulaşıcı hastalıkların daha çok Müslümanları kırması da sebep gösterilebilir.Şekil 8: 1881,1903 ve 1914 yıllarına ait Trabzon Vilayeti Müslüman, Rum ve Ermeni Nüfus Yüzdeleri
Osmanlı Dönemi sayımlarında nüfuslar ve nüfusun yıllık artış oranları Tablo 6´da verilmiştir. Ayrıca nüfusların artış oranları grafik olarak da Şekil 9´da gösterilmiştir. Bu tablo ve şekilden görüldüğü gibi 1903-1914 tarihleri arasında Müslümanlar yılda binde 18,3 artarken, Rumlar binde 31,14 ve Ermeniler binde 25,44 artmıştır. Bu tablo ve grafikteki rakamlar, 1881-1914 yılları arasında Müslümanların harplerde daha çok kırıldığını göstermektedir.
Tablo 6: Osmanlı Dönemi sayımlarında nüfuslar ve nüfusun yıllık artış oranları
YIL |
Müslüman Nüfusu |
Yıllık Artış Oranı |
Rum Nüfusu |
Yıllık Artış Oranı |
Ermeni Nüfusu |
Yıllık Artış Oranı |
Kişi |
Binde |
Kişi |
Binde |
Kişi |
Binde |
|
1881 |
857.280 |
- |
155.039 |
- |
41.786 |
- |
1900 |
962935 |
13 |
183415 |
18,85 |
49538 |
19,09 |
1903 |
972.981 |
3,4 |
185.784 |
4,3 |
50.233 |
4,7 |
1914 |
1.187.078 |
18,3 |
260313 |
31,14 |
66218 |
25,44 |
Ayrıca 1881 ile 1914 yılları arasında Müslüman, Rum ve Ermeni nüfuslarının yıllık artış oranları binde cinsinden Şekil 10´da gösterilmiştir. Yıllık nüfus artışları Müslüman, Rum ve Ermeniler için sırasıyla yüzde 10,1; yüzde 15,8 ve yüzde 14,1 hesaplanmıştır.Şekil: 9 Osmanlı Dönemi yıllık nüfus artışları
Şekil 10: 1881-1914 yılları arasında Trabzon Eyaletinde yıllık nüfus artış oranları
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNİN RUSLAR TARAFINDAN İŞGALİ
1914´te Osmanlı devleti seferberlik ilan etmiş. Eli silah tutan bütün erkekler askere alınmıştı.
Dünya Harbine Osmanlı Devleti katılınca, Rusya 1 Kasım 1914 - 1 Ocak 1916 tarihleri arasında Karadeniz sahillerini ve özellikle Doğu Karadeniz şehir ve köylerini bombalamış, sahil ve limanlardaki gemi ve tekneleri batırmıştır. Bu bombalamalar, bölgede ölümlere ve yaralanmalara sebep olmuş ve çok büyük maddi kayıplar meydana getirmiştir. Bu bombardımanlarla, bölgenin işgalini kolaylaştırmak, halkı yıldırıp göçe zorlamak, Ermeni tedhişçileri ile Rum Pontusçuların önünü açmak hedeflenmişti.
1916´da Doğu Karadeniz Artvin, Rize, Trabzon ve Giresun´un Tirebolu kasabasına kadar topraklar Ruslar tarafından işgal edilmişti. İşgal sırasında yapılan çatışmalarda pek çok sivil ve askerimiz şehit olmuştu. Ayrıca işgal edilen bölgelerden halkın büyük bir kısmı batıya göç etmişti. 1916´da Rus işgali sona erdikten sonra bir kısım muhacirler geri dönmüş, diğer bir kısmı çeşitli vilayetlerde iskân edilmiştir. Bu muhacirlik ve muhacir hadiseleri bölge halkı üzerinde önemli izler bırakmıştır. 1918´de Ruslar bölgeden çekildikten sonra bölgedeki Rumlar ve Ermeni Tedhişçiler tedhiş, saldırı ve tecavüzlerini artırmışlardır.
1915 ERMENİ TEHCİRİ
Osmanlı topraklarının bazı yerlerinde Ermeniler çeteler kurarak zaman zaman tedhiş olayları çıkarmışlardı. 27 Mayıs 1915´te çıkarılan ?Tehcir Kanunu? ile Ermeniler, olayların yaşandığı yerlerden Devletin diğer bölgelerine göç ettirilmiştir.
GENERAL HARBORD´UN RAPORU
Anadolu´da Ermenistan mandası konusunun incelenmesi için ABD Başkanı Wilson, 1 Ağustos 1919´da General Harbord´u görevlendirdi. Doğu Anadolu ve Kafkasya´da tetkikler yaparak Ekim ayında yurduna dönen Harbord´un Başkan´a sunduğu tespitleri, şimdiye kadar Wilson´un önüne sunulmuş bilgilerden biraz farklıydı. "Yola çıkarken gerçekten bir Ermenistan ve katliamlar göreceğimizi sanmıştık" diyen Harbord, heyetinin yapmış olduğu araştırmalar sonucunda bölgede hiç bir zaman ve hiç bir şekilde Ermeni çoğunluğunun olmadığına tanık olmuştu. Heyet, incelemeleri sonunda, Türklerle Ermeniler, dış etkiler olmadan, yüzyıllarca bir arada ve barış ve güvenlik içinde yaşamış olduklarına inanmıştı. Ayrıca, Türklerin Ermenilere karşı herhangi bir şekilde soykırım hazırlığında bulunmadıklarını da görmüştü. Rus sınırında yığınak yapılmış olduğunu ve Erzurum civarında sivil halkın Ermenilere saldırıya hazırlanmakta olduklarına ilişkin en ufak bir kanıta rastlanmadığı raporda belirtilmişti. Tam tersine, sınır bölgesindeki Türklere sınırı aşmamaları için çok sıkı emirler verilmiş olup, buna karşılık, isteyen Ermenilerin, Türk Ermeni´si olduklarını kanıtlamak şartıyla, Türkiye´ye girişlerinin serbest bırakıldığı öğrenilmişti. Türkiye´ye geri dönen Ermenilerin hayatlarının tehlikede olduğunu düşündürecek hiçbir olayla karşılaşmamışlardı. Erzurum´un baştanbaşa Türk mimarisi özellikleri taşıması, yüzyıllardır burada Türklerin egemen olduğunu kanıtlarken, mezarlıklardaki Türk ve Müslümanlara ait kısımların çokluğu ve Vali´nin "Erzurum´un ölüsü de Türk, dirisi de" sözü, çoğunluğun kimde olduğuna hiçbir kuşku bırakmamaktaydı. Heyette, Türklerin Ermeniler tarafından pek kötü davranışlara maruz bırakıldığı inancı da kesinleşmişti. Ermenilerin birlikte yaşadıkları halka kendilerini sevdirmediklerini kaydeden Harbord, buralarda eskiden beri yaşamakta olan Ermenilerin durumunun, sanıldığının aksine, kötü olmadığını, hatta mülklerinden yokluklarında bile kira aldıklarını belirtmişti. Harbord, sağlık imkânlarının eksikliğine de ayrıca dikkatleri çekmiştir. Doktor ve ilaç bulunmayan bölgede sadece tifüsten ölen Türk askerlerinin sayısının 600.000 civarında olduğunu bildiren Harbord, ölüm oranındaki çokluğa açlık ve yetersiz sağlık koşullarının büyük etkisi olduğunu hatırlatmıştır. Son olarak ise General, Ermenistan´a mandater olacak gücün Iran, Türkiye ve Rusya sınırlarını da tutması gerekeceğini, mandanın Doğu Anadolu ile sınırlandırılmayıp Türkiye´nin tümünü içermesi zorunluluğunu dile getirerek, bunları sağlamak için büyük askerî ve maddî imkânlara ihtiyaç duyulacağını kaydediyordu. Harbord´un tespitleri Wilson´un fikrini değiştirmese bile, manda sorununun havale edileceği Kongre üyelerinde ciddi tereddütler yaratacaktı.
1920 SEVR ANTLAŞMASI
10 Ağustos 1920´de Sevr Antlaşması imzalanmıştı. Sevr Antlaşmasına göre Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Rusya´nın Mandası olacak olan Ermenistan´a bırakılacaktı. Antlaşmadan önce ABD Başkanı Wilson, Adana´dan Samsun´a çizilen hattın doğusunu Ermenistan olarak gösteren bir haritanın sınırlarını çizmiş, altını imzalamış ve Milletler Cemiyetine teslim etmişti. Hatta Ermenistan´a Akdeniz´de bir liman şehri verilmesi istenmişti. Sevr Antlaşması ile Ermenistan´a Doğu Anadolu ile birlikte Doğu Karadeniz´in verilmesi ve ayrıca bir manda yönetimi altında Ermenilerin Akdeniz´e inmesi sağlanacaktı. Bununla birlikte Sevr´in haritası Şekil 11´deki gibi son şeklini almıştı. Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat, Slovak Krallığı ve Çekoslovakya) arasında imzalanan Sevr Antlaşması Ankara Hükümeti tarafından kabul edilmemişti.Şekil 11: Sevr Anlaşmasında yabancılar tarafından paylaşılan topraklar
CUMHURİYET DÖNEMİ
1923 LOZAN ANLAŞMASINA GÖRE NÜFUS MÜBADELESİ
30 Ocak 1923´ te imzalanan Lozan antlaşmasına göre Türkiye´deki Hristiyan halk ile Yunanistan´da yaşayan Müslümanlar mübadele edilecek ve bu işleme 1 Mayıs 1923´te başlanacaktır. Yunanistan´da yapılan1928 genel nüfus sayımına göre Yunanistan´a Türkiye´den giden göçmen sayısı 1104216´dır. Bunların hangi illerden göç ettikleri belirlenememiştir.1923-1927 yılları arasında Yunanistan´dan Türkiye´ye 463549 Müslüman gelmiştir. Lozan Anlaşması sonucunda Doğu Karadeniz İllerine yerleştirilen mübadil sayıları Tablo 7?de verilmiştir. En çok mübadil Samsun iline yerleştirilmişti. Tablodan görüldüğü gibi tarım alanı az olduğundan Rize´ye mübadil yerleştirilmemiştir.
Tablo 7: 1923 Lozan anlaşması ile Yunanistan´dan Doğu Karadeniz´e göç ettirilen mübadiller
İl |
Mübadil sayısı |
Artvin |
46 |
Giresun |
623 |
Gümüşhane |
811 |
Ordu |
1248 |
Samsun |
22668 |
Tokat |
8218 |
Trabzon |
404 |
Toplam |
34018 |
Kurtuluş Savası sonunda imzalanan1923 Lozan Antlaşmasından sonra Türkiye´deki Ortodoks Rumlar ile Yunanistan´daki Müslümanlar mübadele edilmiş ve böylece Doğu Karadeniz´deki Rumlar da Yunanistan´a göç etmişti. Gerek Muhacir Müslümanlar ve Gerekse göç eden Rumlar bölgedeki şehirlerin ticaret hayatının iyice sönmesine sebep olmuştur. Özellikle Gayrimüslimler ticarette, kuyumculuk gibi sanatlarda etkili olduklarından onlar gidince nüfus yanında, ticaret ve sermaye azalması meydana gelmiştir.
RUS DEVRİMİNDEN SONRA TÜRKİYE - RUSYA SINIRI
1917 Rus devriminden sonra 1922 yılında Sovyetler Birliği kurulmuş ve Ruslar bütün sınırlarını dış ülkelere tamamıyla kapatmıştı. Böylece asırlardan beri Doğu Karadeniz Bölgesi illeri geniş imkânları olan Rus toprakları gibi önemli bir hinterlandı (ekonomik etki alanı) kaybetmişti. O zamana kadar Karadeniz halkı Kazan dâhil bütün Rusya topraklarından ve iş imkânlarından, oralarda çalışarak, çiftlikler işleterek faydalanmaktaydı. En az 15000 kişi Rusya´da çalışıyordu. Sınır tamamıyla kapatılması ile Doğu Karadeniz halkı önemli bir gelir kaynağından mahrum kaldı. Bölgeye en yakın şehir olan Batum´la bile her türlü ticaret kesilmişti. Türkiye´de sınıra yakın yerleşimlerin, bu arada Doğu Karadeniz bölgesinin ticaret ve iş imkânları zayıfladı. Kısaca Rusya sınırı, 1991 ?de Sovyetler Birliğinin dağılmasına kadar, yaklaşık 70 yıl, Türkiye ve özellikle bölge halkı açısından dünyanın sonu (bir ucu) gibi hizmet görmüştü.
BÖLGEDEKİ TERÖR FAALİYETLERİ
Bölgede hiçbir yerde çoğunluğu olmayan azınlıkların bazı terör örgütleri terör eylemleri hazırlamaktadır. Uluslararası güçlerin maşaları olan bu örgütlerin hedefi uzun vadede, halkı korkutup yıldırarak bölgeden göç ettirmeye yöneliktir. İnsan kaynağından yoksun bir bölge ise sosyal ve ekonomik bakımdan geri kalacaktır. Ayrıca halk desteği olmayan bir bölgenin yabancı ordular tarafından daha kolay işgal edileceği hesaplanmaktadır. Öte yandan bazı örgütler tarafından ülkenin güneyini kapsayan bazı haritalar yayımlanmaktadır. Arz-ı mevud (vade dilen topraklar) safsatasını asırlar boyu sürdüren düşünceler medyada yer almaktadır (Şekil 12). Bütün bunlar sanki eskiden beri dış siyasette sömürgeci güçlerin bu bölgeyi geliştirmek istemediği, taşeron kuruluşlar ile bölgede tedhiş olayları meydana getirip oradaki halkı bezdirerek kaçırmak istediği, yerli halkı tarafından boşaltılan bir bölgenin yabancı ordular tarafından daha kolay işgal edilebileceği düşüncesi ile planmış olduğu izlenimini vermektedir.Şekil 12: Türkiye´nin güneyini ve pek çok ülkeyi Arz-ı Mevud içinde gösteren harita Saftatası
CUMHURİYET DÖNEMİ NÜFUS SAYIMLARI
1927 VE 2018 NÜFUSLARI
Cumhuriyet Döneminde, 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Doğu Karadeniz illerinin nüfusları Türkiye ile birlikte Tablo 8´de verilmiştir. Bu tabloda Bölge nüfusunun Türkiye nüfusuna oranı da verilmiştir. Ayrıca 2018 sonu itibarıyla bölgenin ve Türkiye´nin nüfusları da tabloya eklenmiştir.
1927 Nüfus sayımına göre Türkiye nüfusu 13,648,270; Doğu Karadeniz illeri toplamı ise 1,581,478 olarak belirlenmiştir.
2018 sonu itibarıyla Türkiye´nin nüfusu 82,300882, Doğu Karadeniz illerinin nüfusu ise 4,749,749 olarak belirlenmiştir. Türkiye´de 1927´de nüfusun yüzde 11,58´i Doğu Karadeniz illerinde yaşarken, 2018´de bu oran yüzde 5,77´ye düşmüştür. Yaklaşık 90 yılda Doğu Karadeniz illerindeki nüfus yüzdesi Türkiye toplam nüfusuna göre 2 katından fazla düşmüştür. Kısacası göçlerden dolayı bölgenin nüfusu, Türkiye ortalamasının çok altında artmıştır.
Tablo 8: 1927 ve 2018 yıllarına ait Doğu Karadeniz illerinin ve Türkiye´nin Nüfusu
1927 NÜFUS SAYIMI |
2018 YILI NÜFUSU |
||
İl |
Nüfusu |
İl |
Nüfusu |
Artvin |
89630 |
Artvin |
174010 |
Bayburt (Gümüşhane ile) |
- |
Bayburt |
82274 |
Giresun |
166116 |
Giresun |
453912 |
Gümüşhane |
122190 |
Gümüşhane |
162748 |
Ordu |
202302 |
Ordu |
771932 |
Rize |
171663 |
Rize |
348608 |
Samsun |
273283 |
Samsun |
1335716 |
Tokat |
263721 |
Tokat |
612646 |
Trabzon |
292573 |
Trabzon |
807903 |
TOPLAM |
1581478 |
TOPLAM |
4749749 |
TÜRKİYE |
13648270 |
TÜRKİYE |
82300882 |
Bölgedeki Nüfusun Yüzdesi |
11,58 |
Bölgedeki Nüfusun Yüzdesi |
5,77 |
1914 İLE 1927 TARİHLİ MÜSLÜMAN MÜFUSLARIN KARŞILAŞTIRILMASI
1914 Nüfus sayımında Trabzon Vilayeti (Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon ) hesaba katılarak Müslüman nüfus 1187078 bulunmuştur.
1927 Nüfus sayımında ise DOKAP illeri (Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize Samsun, Tokat ve Trabzon dikkate alınmış ve Müslüman nüfus 1581478 bulunmuştu. Bu nüfusa Yunanistan´dan bölgeye yerleştirilen muadiller de dâhildir. Karşılaştırma yapabilmek için 1927 yılı DOKAP illeri toplam nüfusundan Artvin, Bayburt ve Tokat illerinin nüfuslarının toplamını çıkarmak gerekir. 1927 tarihli sayımda olan ve 1914´deki sayımda bulunmayan Artvin, Bayburt ve Tokat nüfusları 1927 yılı değerlerinden çıkarılınca karşılaştırma yapılmış olur. 1927 de Gümüşhane nüfusun %35´inin Bayburt´ta yaşadığı kabul edilirse Bayburt´un nüfusu yaklaşık 42767 olarak tahmin edilir. Buna göre Bayburt, Artvin ve Tokat´ın nüfusları toplamı 42767 + 89630 + 263721 = 396118 olur. Bu durumda 1914 ile 1927 tarihli nüfusları karşılaştırırken 1927 yılı nüfusundan 396118´i çıkarmak gerekir. Kısaca 1927 Trabzon vilayeti sınırları içindeki nüfus 1581478 -396118 = 1185360 olarak hesaplanır. Bu durumda bu 13 yıl süresince Müslüman nüfus artmamış, aksine azalmıştır. Hâlbuki 1903 - 1914 arasında Trabzon vilayetinde Müslüman nüfus binde 19,09 oranında artmıştı. 1914 ile 1927 yılları arasında aynı nüfus artışı devam etseydi Trabzon vilayetinin nüfusu 1517870 kişi olacaktı. Demek ki 1914-1927 yılları arasında Trabzon Vilayetinde 1517870 ? 1185360 = 332510 kişilik Müslüman nüfus çarpışmalarda, yollarda ölmüş veya bölgeden göç etmiştir.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRKİYE NÜFUSU ARTIŞ ORANLARI
Türkiye´de belirlenen nüfuslar ve nüfusların yıllık artış oranları binde cinsinden hesaplanmış ve Tablo 9´da verilmiştir. Ayrıca Türkiye nüfusu yıllık artış oranları Şekil 13´te de gösterilmiştir. Türkiye nüfusu yıllık artış hızları 1927-1945 arasında nispeten düşük olmuş, 1945-1990 arasında binde 20´lerin üstüne çıkmış, daha sonra ise binde 20´lerin altına düşmüş ve halen bu düşüş devam etmektedir.
Tablo 9: Türkiye Nüfusu ve yıllık artış oranları
YIL |
NÜFUS |
YILLIK ARTIŞ ORANI |
YIL |
NÜFUS |
YILLIK ARTIŞ ORANI |
|
Kişi |
Binde |
|
Kişi |
Binde |
13.648.270 |
- |
40.347.719 |
25,4 |
||
16.158.018 |
21,3 |
44.736.957 |
20,8 |
||
17.820.950 |
19,8 |
50.664.458 |
25,3 |
||
18.790.174 |
10,7 |
1990 |
56.473.035 |
22 |
|
20.947.188 |
22 |
2000 |
67.803.927 |
18,4 |
|
24.064.763 |
28 |
2007 |
70.586.256 |
5,8 |
|
27.754.820 |
29 |
2010 |
73.722.988 |
14,6 |
|
31.391.421 |
25 |
2015 |
78.741.053 |
13,3 |
|
35.605.176 |
25,5 |
2018 |
82.300.882 |
14 |
Şekil 13: Türkiye nüfusunun yıllara göre artış hızları değişimi
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDEN YOĞUN GÖÇ
Doğu Karadeniz illerinin nüfusu bugün Türkiye´nin %5,8 kadarıdır. 1927´de bu illerin nüfusu ise Türkiye´nin %11,6´sı kadardı. Türkiye´nin nüfusu bu süre zarfında bölgeye göre 2 kat daha fazla arttı.
DOKAP kapsamındaki illerin 1955-1990 yılları arasında ölçülen nüfusları ve yıllık artış oranları Tablo 10´de gösterilmiştir.
Daha önce olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de özellikle 1970´den sonra ekonomik ve sosyal gelişme yeterli olmadığından yerli ahali Doğu Karadeniz illerinden batıya ve özellikle Marmara ve İstanbul´a göç etmiştir. Nüfus ile gelişme arsında doğrudan bir bağlantı olduğundan nüfus azalması ekonomik gelişmeyi olumsuz etkilemiştir. Kısaca ekonomi ile nüfus arsından karşılıklı bir etkileşim vardır.
Tablo 10: DOKAP kapsamındaki illerin 1955-1990 arasındaki nüfusları
|
1955 |
1960 |
1965 |
1970 |
1975 |
1980 |
1985 |
1990 |
Artvin |
176845 |
196301 |
210065 |
225869 |
228026 |
228997 |
226338 |
212833 |
Giresun |
334297 |
381453 |
428015 |
451679 |
463587 |
480083 |
502151 |
499087 |
Gümüşhane |
211563 |
243115 |
262731 |
282238 |
293673 |
275191 |
283753 |
276705 |
Ordu |
407687 |
469379 |
543863 |
608721 |
664290 |
713535 |
763857 |
830105 |
Rize |
211967 |
248930 |
281099 |
315700 |
336278 |
361258 |
374206 |
348776 |
Samsun |
549156 |
654602 |
755946 |
821183 |
906381 |
1008113 |
1108710 |
1158400 |
Trabzon |
462249 |
532999 |
595782 |
659120 |
719008 |
731045 |
786194 |
795849 |
Toplam |
2353764 |
2726779 |
3077501 |
3364510 |
3611243 |
3798222 |
4045209 |
4121755 |
Artış (Binde) |
- |
29,8 |
24,6 |
18 |
14,3 |
10 |
12,7 |
3,5 |
Doğu Karadeniz (DOKAP) illeri ile Türkiye´nin 1955-1990 arasındaki nüfus artış oranları binde cinsinden hesaplanmış (Tablo 9 ve Tablo 10), karşılaştırılmış ve Şekil 15´te gösterilmiştir.Şekil 14: Doğu Karadeniz Bölgesinde nüfus artış oranları
1955-1960 ve 1960-1965 aralıklarında Karadeniz Bölgesi illeri ile Türkiye nüfusu yıllık artış oranları aynı olduğu halde ve 1965-1970 yılları arasında bu bölgedeki nüfus artış hız (binde 18) Türkiye ortalamasının (binde 25,5) altına düşmeye başlamıştır. Bu değerler 1985-1990 arasında bölgede binde 3,5 iken, Türkiye ortalaması binde 22´dir. Nüfus artış hızının birden Türkiye ortalamasının altına düştüğü tarih 1965-1970´de başlamış ve giderek hızlanmıştır. Bu husus DOKAP illerindeki hızlı göç başlangıcını ve gidişini açık olarak göstermektedir.Şekil 15: DOKAP illeri nüfus artış hızları ile Türkiye ortalama değerlerinin karşılaştırılması
SONUÇ
Sonuç olarak, nüfus bir bölgenin sosyal ve ekonomik gelişmesinde en önemli göstergelerden biridir. Yukarıda açıklanan bütün bu harpler, dış güçlerin işgalleri, harplerde ve göç yollarında ölümler, tedhiş ve terör olayları, bölgeden yurt dışına göçler, bölgede yaşayan azınlıkların yurt dışına çıkarılması, bölgeden ülkenin batısına göçler Doğu Karadeniz Bölgesindeki nüfusun ve refahın azalmasına sebep olmuştur. Ayrıca bu olaylar sonucunda, bölgedeki mesleklerinde tecrübeli sanatkâr ve tacir gibi yetişmiş insan gücü ile birlikte sermaye birikimi de azalmıştır. Bütün bu olaylar yüzünden nüfus azalması yanında, ticaret azalması, mevcut üretimin düşmesi ve bölgenin sosyal ve ekonomik gelişmesinin yavaşlaması meydana gelmiştir.
KAYNAKLAR
Alşan, M.H. ve Duran, Z., Trabzon Seyahatnamesi, Heyamola Yayınları, 2017.
Demirtaş, M., (2011) Osmanlıya Gelen Kırım ve Kafkasya Göçmenlerinin Sorunları, Bilig, Bahar, s.17-64.
Güneş, M. (2014) Osmanlı Dönemi Nüfus Sayımları ve Bu Sayımları İçeren Kayıtların Tahlili, Censuses in the Ottoman Period and Analysis of These Censuses, Akademik Bakış, Cilt 8, Sayı 15.
Okuyan, A., (2018) Arşiv Belgelerine Göre 19. Yüzyılın Son Çeyreğinde Trabzon, İlimkent yayınları.
Öke, M.K., (1991) Ermeni Sorunu 1914- 923, T.T.K. Yayınları, Ankara.
Qasımova, S., (2017) XIX Yüzyılda Kuzey Kafkasya´dan Anadolu´ya Göçler: Tarihçilik Açısından Göçün Nedenleri, Sorunları ve Sonuçları, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, Cilt: IV, Sayı: XIII, Aralık.
Şimşek, E., (2017) On Dokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Karadeniz Bölgesi´nden Rusya´ya Yapılan Göçler Üzerine Bazı Gözlemler, Some Remarks on The Migration from Ottoman Black Sea Region to Russıa in the Second Half of 19th Century, TAD, C. 36/S. 62, 2017, S. 247-271.
Tellioğlu, İ. (2005) Doğu Karadeniz Bölgesinin Bugünkü Etnik Yapısına Tesir Eden Göçler, S, 1-10, Karadeniz Araştırmaları: Balkan, Kafkas, Doğu Avrupa ve Anadolu İncelemeleri Dergisi.
Yılmaz, M., (2010) Trabzon Gayrimüslimlerinin Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Durumu (1881-1888), Bitirme Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.