Düğümleniyor kelimeler insanın boğazına
Yutkunamıyorsunuz bile
Soluğunuz kesiliyor
Sanki biri boğazınızı sıkıyor
Nefes alamıyorsunuz
Elleriniz ayaklarınız titriyor, tutmuyor
Kalbiniz dengesizleşiyor bir yavaş bir hızlı atıyor
Dermanınız kesiliyor.
Acıyı yüreğinde yaşamak böyle kötürüm ediyor insanı
Bugün iki acıyı aynı anda yüreğimde yaşıyorum.
12 yıl önce bugün 10 Haziran günü dünyanın en güzel meleği, kâinatım sevgili annemi kaybetmiştim
Bir buçuk yıl önce de arkamdaki dağ gibi duran babamı
Acılarının tazeliğini hala yüreğimde yaşıyorum
Kor ateşi gibi yakıyor hala.
Mekânın cennet olsun annelerin en güzeli, babaların en babası?.
Allah; Hz. Havva annemize, Hz. Adem babamıza komşu eylesin seni.
Annemin ölüm yıldönümünün acısını derinden hissettiğim günlerde canım kadar sevdiğim, çocukluk arkadaşım Cafer Yıldız´ın ölüm haberiyle sarsıldım, yıkıldım.
Erdal Şahin aradı beni akşamın çöken karanlığında
-Duydun mu abi haberi
-Yok, Erdal; ne olmuş ki
-Cafer abiyi kaybettik dedi.
-Ne diyorsun Erdal
-Maalesef abi
Başından aşağıya kızgın kazan yağları döküldü sanki.
Gitti gül gibi kardeşim,
Gitti yüreği sevgi ve merhametle dolu yağız delikanlımız
Akranım, kardeşim bastı yüreğimize kor ateşi
Trabzon´da kendi evinde 15 günde bir düzenlediği sıra geceleriyle yaşıtlarımızı bir araya getiren, ağırlayan, yemek yediren, ikramlarda bulunan kültürümüzü yaşatan o güzel insan.
Yüreğini açtı herkese
Canım Kardeşim Cafer düğümleniyorum yazamıyorum
Dünyanın bütün güzellikleri senin için söylenecek güzel insan
Yürekleri yaktın gittin.
Yakarak gittin,
Dağladın yürekleri.
Acı içinde bıraktın
Yüreği temiz, güzel insan
En sevdiği şeydi amatör balıkçılık yapmayı.
Dereler, su onun hayatıydı.
Bayramın son gününde ayrıldın gittin aramızdan
Bayramı acıya dönüştürürcesine
Sensiz çok zor
Sensizliğe alışmak çok zor
Sen; beni 101 de her seferinde yensen de şakalarınla seni çok özleyeceğim.
Gölçayır´daki evinde toplardın bizi 15 günde bir
Adına sıra geceleri koydun.
Bizi eskilere götürürdün,
Kültürümüzü yaşatırdın.
En iyi şekilde de ağırlardın.
Bu defa son kez köyde topladın bizi
Gelin,
Ben gidiyorum dedin
Bir daha görüşmemek üzere
Son vedanızı yapın dedin.
Geldik hepimiz
Musalla taşının üzerinde bekledin bizi
Arkaya doğru sıraya dizdin bizi
Başımızı önümüze eğerek
Helal edin hakkınızı dedin.
Bizim sende ne hakkımız var ki gönlü zengin adam
Asıl sen bize hakkını helal et güzel insan
Senin bizim üzerimizde hakkın var
G-3 tüfek mermisini bilir misin sen
Çok iyi bilirsin
Yakarak ve parçalayarak gider son hızıyla
Sende öyle yaptın
Yüreğimizi yakarak ve yıkarak gittin son sürat
Neydi acelen bilmiyorum
Gidiyor yaşıtlarımız tek tek
Yolun sonuna doğru mu yaklaşıyoruz ne?
Güle güle git yiğit insan
Güle güle git koca yürekli adam
Allah´ım rahmetini esirgemesin senden
Abuzer Şükür Ağırman´a, Argo Süleyman Dinç´e, İmam Yunus Akyüz´e, hoca Mahmut Albayrak´a, timsah Mustafa Kurt´a, gazo Mehmet Albayrak´a, Fatih Ağırman´a, Kuş oğlu Erol Ağırman´a, albayın oğlu İsmail Albayrak´a, zayıf Bayram Erdoğan´a, haraba Lütfü Akyüz´e selam söyle.
Sevgili Anneme, Kıymetli babama, doyamadığım ablama ve ebedi aleme göç eden tüm sevdiklerime selam söyle.
Orada olan herkese selam söyle
Sıra gecelerin öksüz kaldı.
Yarım bıraktın bizi
Eksik kaldık
Seni asla unutmayacağız.
Gambo´da huzur içinde yat
Geleceğiz ziyaretine ama bu defa sessiz konuşacağız, ne kaval, ne kemençe ne de saz
Yerin nur mekânın cennet olsun.