Taka Gazetesi Genel Müdürü, gazetemizin köşe yazarı Zihni Ağırman'ın vefat eden Hasan Hüsnü Coşkun için kaleme aldığı " GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN" adlı yazıyı paylaşıyoruz.
Bazı zamanlar vardır düğümleniyor kelimeler insanın boğazına
Yutkunamıyorsunuz
Nefesiniz kesiliyor
Sanki biri boğazınızı sıkıyor
Soluk alamıyorsunuz
Yüreğiniz çarpıyor, elleriniz ayaklarınız tutmuyor, titriyorsunuz
Kalbinizin dengesizleştiğini, bir yavaş bir hızlı attığını, kendi haline takıldığını hissediyorsunuz.
Dermanınız kesiliyor, tutmuyor dizleriniz.
Acıyı yüreğinizde yaşamak böyle yapıyor insanı
Kötürüm gibi ediyor.
Çok acılar yaşarız hayatımız boyunca
Annemizi, babamızı, kardeşimizi, çocuğumuzu, çocukluk arkadaşlarımızı kaybederiz zamansız ve amansız
İçimiz yanar.
Öyle acılar vardır ki yüreğinizi yakarak gider
Kardeş acısı, anne-baba acısı gibi
Hele hele evlat acısı var ki yoktur ötesi
Yaşadım birçok acıyı.
Abla, anne, baba dinmedi hiç acıları. Yıllar geçse de azalmıyor işte.
Acılarının tazeliği hala kendini koruyor.
Kor ateşi gibi yakıyor insanı.
Mekânınız cennet olsun cennetin ayaklarının altına serildiği annelerin annesi, babaların en babası ve ablaların en güzeli.
Bazı acılar vardır kardeş acısı kadar derin, onun kadar içimizi sızlatan.
O acılardan birini yaşadım birkaç gün içerisinde.
Hasan Hüsnü Coşkun kardeşime son vedamızı yaptık.
Lise yıllarında tanıştık yıllarca sürecek güzel bir dostluk kurduk.
40 yıla yakın bir süredir hiç kırmadık birbirimizi
Çok sevdiği Polislik mesleğinden emekli olunca, sigortacılığı seçti.
Dostluğumuzun yanında müşteri de olduk.
Hep yanımızda oldu. Çok çalıştı, koşuşturdu, mesleğinde öne çıkan isim oldu.
Hem sağlık hem de çalışma hayatı mücadelesini birlikte verdi.
Bir sabah cep telefonuma mesaj düştü.
Gönderen işyerinde çalışan Havva Arslan’dandı.
“Hasan bey hastanede yatıyor, bilgi vereyim” dedi.
Sağ olsun bizim onun için bir şeyler yapmamıza vesile oldu.
Apar topar hastaneye koştuk
Yüreği temiz arkadaşımın yanına.
Yorgundu ama her şeye inat hayata tutunmaya çalışıyordu.
Kısık bir sesle “Zihni iyi değilim” dedi.
Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Celal Tekinbaş ve doktoru Prof. Dr. Mehmet Sönmez ile Prof. Dr. Mehmet Arslan’a koştuk.
Bir aya yakın bir süre Hasan enfeksiyonla mücadele ederken dostları da onu yaşatmanın çabası içerisindeydi.
Olmadı.
Onlar çok uğraştı, Hasan’ım çok direndi ama yetmedi hiçbirimizin gücü.
Son akşam Başhekim Celal hoca arayıp “Zihni bey inanın yapacak hiçbir şey kalmadı” deyince sanki başımdan aşağıya kızgın yağlar dökülmüş gibi sarsıldım.
O yoğun bakım ünitesinde eşi Sebahat hanım başının ucunda, çocukları Elif ve Ceyda ve kızı kadar sevdiği Havva acil servis kapılarında sabahladı gözleri dolu dolu.
Zaman zaman feryat, zaman zaman isyan ederek.
Sabahın erken saatlerinde aradı kardeşi Sinan, “Abi, Hasan abi iyi değil” deyince koştuk son bir hamle yapmak için, kardeşime rahat son birkaç nefes daha aldırmak için.
Olmadı, çaresiz kaldık.
Son görüşmemiz olmuştu.
Aslında son bir vedaydı.
Yüreğimiz acıyordu ve o acıyı içimizde bastırmaya çalışıyorduk.
Olmadı başaramadık Hasan’ım
Tıbbın çaresiz kaldığı yerde elimizden hiçbir şey gelmedi Hasan’ım
Seni bu durumda bırakmak zorunda kaldığımız için özür dileriz.
Seni yaşatamadığımız için özür dileriz.
En son hastane önünde topladın dostlarını “Gelin ben gidiyorum. Bir daha görüşemeyiz. Son vedanızı yapın” dercesine.
Dışardaki kalabalık çoğaldıkça senin sonsuzluğa gidişinin ifadesiydi aslında.
Son olarak Çaykara’da Musalla taşının üzerinde bekledin dostlarını.
Arka arkaya dizdin hepimizi başımızı öne eğerek.
Helal edin hakkınızı dedin, helal olsun sende helal et güzel kardeşim.
Gitti gül gibi kardeşim,
Gitti yüreği sevgi ve merhametle dolu yağız delikanlımız
Akranım, kardeşim bastın yüreğimize kor ateşi
Güle güle git güzel insan
Yüreğini açtın bize. İrfan’a, Hamdi’ye, Yüksel ustaya.
Son nefesinde sayıkladığın Baban Lütfü amca, annen Kafiye ana, kardeşlerin Bülent ve Sinan’ı acılara boğarak gittin.
Dedim ya yazımın başında düğümleniyor insan yazamıyor işte.
Yakarak gittin,
Dağladın yürekleri.
Acı içinde bıraktın
Yüreği temiz, güzel insan
Yüreğimizi yakarak ve dostlarını yıkarak gittin son hızınla
Neydi acelen bilmiyorum ama güle güle git yiğit insan
Güle güle git koca yürekli adam.
Selam söyle anneme, babama, ablama
Selam söyle gittiğin yerdeki dostlara.
Allah’ım rahmetini esirgemesin senden
Emanetlerin, emanetimizdir.
Seni asla unutmayacağız.
Yerin nur mekânın cennet olsun.