İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Hidrolik Ana Bilim Dalı Başkanı Çaykaralı hemşerimiz Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu ?Solaklı Vadisi? adlı araştırma makalesini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
GİRİŞ
767 kilometre kare alanlı Solaklı Vadisi dereleri, gölleri, ormanları, yaylaları ve dağları ile dünyanın dikkatini çeken güzelliklere sahiptir. Son on - on beş yılda Solaklı Vadisi Türkiye´nin vitrinlerinden biri haline gelmiştir. Bu vitrinin mevcut durumu ve öncelikli ihtiyaçları hakkında bu yazı hazırlanmıştır.
İnsanlar, mahallelerini veya şehirlerini suyun zararlarından korumakta ve su ile güzelleştirmektedirler. Mekânlarını geliştirmek için yerleşim yerlerinin içinden veya yanından geçen akarsuları bir nimet olarak görür ve değerlendirirler. Hatta yakınlarında akarsu veya göl yoksa, kanallar, yapay göller, şelaleler ve fıskiyeler planlayarak bunu gerçekleştirmektedirler. İnsanlar suyun göze güzel görünen görüntüsünü, kulağa hoş gelen sesini, insanı dinlendiren erişimini insanlara sağlamaya çalışmaktadırlar.
Şekil-1´de Paris´te Sen Nehrinde gezi turu düzenleyen bir tekne görülmektedir. Bu nehir, Paris´in güzelliğine katkı sağlamakta ve Fransa´nın yılda 81 milyon turist çekerek dünyada birinci olmasında önemli payı bulunmaktadır.Şekil-1 Paris´te Sen (Seine) Nehrinde gezi turu düzenleyen bir tekne (5 Ekim 1915)
YERLEŞİMLER
Solaklı Vadisinde Solaklı Çayı kenarında Of´tan başlayarak sıra ile Kiraz, Cumapazarı, Taşhan, Dernekpazarı, Çaykara, Taşkıran ve Uzungöl olmak üzere nüfusu fazla olmayan yerleşimler vardır. Ayrıca çayın her iki tarafındaki yamaçların üst kısımlarında 50´den fazla mahalle (köy) bulunmaktadır. Bu vadideki ve özellikle vadi tabanındaki yerleşim yerlerinde suyun zararlarını azaltmak ve insanların su nimetinden faydalanmasını sağlamak için mevcut olanlara ek olarak yeni bazı çalışmalar yapılması ve tedbirler alınması acil ve önemlidir.
Vadi içindeki yerleşimlerde çirkin yapılar ve yapılaşmalar dikkati çekmektedir. Vadi içinde ve özellikle köylerde, hatta 2000 metre yüksekliklerdeki yaylalarda bile 6-7 katlı beton binalar yapılarak vadinin ve mahallelerin güzellikleri bozulmaktadır. Bu çirkin, çevresi ile uyumsuz ve sağlıksız yapılar için artık gerekli tedbirlerin alınması şarttır. Yoksa pek çok şehrimizde olduğu gibi insanlar beton yığınları içinde, rutubetli bir ortamda yaşamaya mahkûm edilmiş olacaktır.
Şekil-2´de 1908 yılında yapılmış, güzelliği ile görenlerin dikkatini çeken, benim de içinde doğup büyüdüğüm, yöre mimarisinin özelliklerini taşıyan bir evin fotoğrafı görülmektedir.Şekil-2 1908 yılında yapılmış, yöre mimarisinin özelliklerini taşıyan bir ev (9 Ekim 2015)
SELLER
Solaklı Vadisinde en büyük tehlike seldir. Vadide yamaçların eğimi dik, toprakları killi ve yağışları şiddetli olduğu için sık sık seller meydana gelmektedir. Bu sellere bağlı olarak özellikle kuzey ve kuzeye yakın yönlere bakan yamaçlarda toprak kaymalarına (heyelan) sık rastlanır. Sel ve torak kaymalarını topografya, jeoloji ve iklim kadar insan faaliyetleri de tetiklemektedir. Bunların içinde kontrol edilebilir olan insan faktörleri şunlardır:
1.Ağaç kesmek
2.Yamaç topuğunu kazmak,
3.Yamaç üstüne ağırlık yüklemek,
4.Arazi kullanımı (Binalar, yollar yapmak),
5.Su yönetimi (Tarlalarda kehrizler açmamak),
6.Maden ocakları,
7.Taş ocakları,
8.Tesislerden binalardan su kaçakları,
9.Ağaçsızlandırma.
Heyelan sebepleri arasında pek çok insan faaliyetinin olduğu anlaşılmaktadır.
Doğu Karadeniz Bölgesinde 1929 yılından 2015´in Ağustos´una kadar geçen 86 yıllık süre içerisinde meydana gelen 40 farklı sel ve heyelan olayında toplam 627 kişi öldü, 19 kişi kayboldu.
Söz konusu olaylarda meydana gelen maddi hasarın ise günümüz rakamları ile milyarlarca lirayı bulduğu ifade edilirken; edinilen bilgilere göre, aradan geçen yaklaşık 86 yıllık süreçte Doğu Karadeniz Bölgesinde meydana gelen olaylar ve ölü sayıları Tablo 1´de verilmiştir.
1929-1959 arasında 30 yıl tabloda hiç ölümlü felaket görülmemesi, belki ölümlü felaketlerin basına yansımamasından kaynaklanmış olabilir. Tablonun verilerine göre başlangıçtan itibaren 70 yıl içerisinde 21 olay olmuşken son 16 yılda 19 olay meydana gelmiştir. Kısaca ölümlü felaket sayılarında bir azalma meydana gelmemiştir.
Tablo-1 Doğu Karadeniz´de 1929-2015 yılları arasında meydana gelen seller ve heyelanlar ile ölü sayıları
Sıra No |
Yıl |
Olay Yeri |
Ölü sayısı |
1 |
1929 |
Trabzon- Of sel ve heyelan felaketi |
146 |
2 |
1959 |
Tirebolu, Görele, Trabzon ve Rize su taşkınları |
13 |
3 |
1963 |
Trabzon-Of su taşkını |
3 |
4 |
1963 |
Trabzon-Akçaabat su taşkını |
2 |
5 |
1965 |
Giresun, Trabzon su taşkınları |
2 |
6 |
1973 |
Rize, İyidere ve Hemşin su taşkınları |
4 |
7 |
1973 |
Rize-Güneysu, Kalkandere ve Pazarköy heyelanları |
4 |
8 |
1974 |
Gümüşhane ve Harşit selleri |
3 |
9 |
1977 |
Rize-Pazar ve Hemşin Deresi sel |
6 |
10 |
1981 |
Rize-Pazar sel felaketi |
27 |
11 |
1982 |
-Rize-İkizdere heyelan |
8 |
12 |
1983 |
Rize-Pazar ve Fındıklı sel ve heyelanlar |
27 |
13 |
1985 |
Rize sel felaketi |
10 |
14 |
1988 |
Rize, Pazar, Ardeşen ve Fındıklı heyelanlar |
3 |
15 |
1988 |
Trabzon-Çatak heyelanı |
68 |
16 |
1990 |
Trabzon-Değirmendere, Akçaabat ve Söğütlü sel felaketi |
57 |
17 |
1990 |
Rize-Çamlıhemşin heyelanı |
51 |
18 |
1995 |
Rize-Güneysu, Ardeşen ve Pazar sel ve heyelanları |
9 |
19 |
1996 |
Trabzon- Of taşkını |
9 |
20 |
1997 |
Giresun su taşkınları |
5 |
21 |
1998 |
Trabzon-Sürmene ve Beşköy sel ve heyelanları |
50 |
22 |
2001 |
Rize-Taşlıdere ve Güneysu sel ve heyelan |
10 |
23 |
2002 |
Rize-Taşlıdere, Güneysu ve Çayeli sel ve heyelan |
34 |
24 |
2005 |
Rize-İyidere, İkizdere ve Kalkandere sel felaketi |
1 |
25 |
2005 |
Trabzon-Of Solaklı Havzası sel felaketi, |
7 |
26 |
2005 |
Rize-Çamlıhemşin ve Çayeli sel felaketi |
4 |
27 |
2005 |
Rize-Taşlıdere, Veliköy su taşkını |
7 |
28 |
2005 |
Trabzon-Of -Hayrat heyelanı |
1 |
29 |
2006 |
Artvin-Arhavi heyelanı |
1 |
30 |
2006 |
Giresun su taşkını |
2 |
31 |
2006 |
Rize-Güneysu Başköy heyelanı |
3 |
32 |
2009 |
Rize-Kalkandere heyelanı |
1 |
33 |
2009 |
Artvin-Şavşat su taşkını |
5 |
34 |
2009 |
Artvin-Borçka seli |
5 |
35 |
2010 |
Rize-Kalkandere seli |
1 |
36 |
2010 |
Rize-Gündoğdu sel ve heyelanları |
12 |
37 |
2010 |
Giresun Dereli-Yağlıdere sel ve heyelanı |
3 |
38 |
2011 |
Trabzon- Sürmene heyelanı |
1 |
39 |
2012 |
Samsun sel ve heyelanları |
13 |
40 |
2015 |
Artvin-Hopa sel ve heyelanları |
9 |
|
|
TOPLAM |
627 |
GÖÇLER
Meydana gelen sel ve heyelanlara bağlı olarak Vadiden Demirözü- Bayburt, Maçka- Trabzon, Çayırlı, Tercan- Erzincan, Özalp-Van, Kırıkhan-Hatay, Gökçeada- Çanakkale, Gazimağosa-Kıbrıs´a toplu göçler ve yerleştirmeler olmuştur. Ayrıca 1970´lerden itibaren de geçim ve iş sebebiyle yöreden dışa doğru münferit haneler göç etmiştir.
1970 yılında Çaykara´da (Dernekpazarı dahil) nüfus 42.138 iken bu sayı 2014´te iki ilçede 13.854 +3.803 = 17.657´y e düşmüştür. 1970-2014 arasında 44 yılda Çaykara nüfusu yarısından (0,42) daha aşağıya inmiştir.
Öte yandan Türkiye´nin nüfusu 1970´de 35.605.176 iken 2014´te 77.695.904 olmuştur. 1970-2014 arasında Türkiye nüfusu 2,18 katına çıkmıştır (Tablo 2).
Türkiye´deki artış hızı esas alınırsa 2014 yılında Çaykara ve Dernek Pazarı nüfusu 91.952 olması gerekir. Oysa söz konusu olan 17.657 kişilik nüfus, olması gerekenin beşte birine (5,2) düşmüştür.
Tablo- 2 Çaykara ve Türkiye nüfuslarının yıllara göre değişimi
Yerleşim Birimi |
1970 Nüfusu |
2014 Nüfusu |
Değişim oranı |
Çaykara ve Dernekpazarı |
42.138 |
17.657 |
0,42 |
Türkiye |
35.605.176 |
77.695.904 |
2,18 |
Yöredeki bu nüfus azalışına rağmen bölgeden göç edenler bölge ile bağlarını koparmamışlardır. Çoğu aileler yılda bir defa eski yerleşim yerlerine ziyaret etmekte, hasret gidermekte ve çoğu orada yeni yazlık evler yapmaktadırlar. Çaykara´nın 1962 yılına ait bir fotoğrafı Şekil 3´de görülmektedir.Şekil-3 Çaykara eski fotoğrafı (1962)
ÇIĞLAR
Vadide diğer önemli bir tehlike çığdır. Rakımı 1000 metrenin üstündeki ağaçsız yamaçlarda çığ felaketleri yaşanmaktadır. Bu kısımlarda yapılacak tesis ve yapıların yer seçiminde bu hususun dikkate alınması şarttır.
KANALİZASYON VE ARITMA TESİSLERİ
Ev ve işyeri atık sularının etrafa zarara vermemesi ve Solaklı Çayı´na akmaması için Solaklı Vadisindeki yerleşimlerde kanalizasyon ve arıtma tesislerinin acil olarak yapılması gerekmektedir. Buradaki yerleşim yerlerinde nüfus az olduğu için maliyeti yüksek olmayan paket arıtma sistemleri uygulanabilir. Solaklı Çayı temiz olursa, güzel olur; gençler içinde yüzebilir ve su sporları yapabilirler. Bu konuda Trabzon Büyük Şehir Belediyesi projelerin acil olarak hazırlanıp uygulanmasından sorumludur.
HİJYEN ŞARTLARI, UMUMİ TUVALETLER VE FİYATLAR
Solaklı Vadisindeki hijyen şartları sürekli denetlenmelidir. Modern umumi tuvaletler yapılıp çok düzgün, sürekli ve temiz bir şekilde işletilmeli ve denetlenmelidir. Bu konuda mahalli idarelere büyük sorumluluklar düşmektedir.
Sosyal ve turistik tesisler ile mutfakların hijyen durumu da yetkililerce sık sık denetlenmelidir. Ayrıca bu denetimlerle birlikte fiyatların denetimi de tesislerin ve turizmin sürdürülebilirliği açısından büyük öneme sahiptir.
DİNLENME ALANLARI
Solaklı Vadisinde DSİ Genel Müdürlüğü ve diğer kurumlar tarafından bazı dinlenme (rekreasyon) tesisleri yapılmış ve yapılmaktadır. Bu amaçla yapılan göletler derede az su bulunduğu dönemlerde belli bir su derinliği sağlayarak su canlılarının yaşamasını kolaylaştıracaktır. Fakat dere içinde yapılan göletler kısa zamanda kumla dolacaktır. Bu göletlerin bakım, onarım ve taranması belli aralıklarla bir program dâhilinde yürütülmelidir. Şekil-4´de Solaklı Vadisinde bir dinlenme (rekreasyon) alanı görülmektedir.Şekil-4 Solaklı vadisinde yapılmış olan bir dinlenme alanı ve gölet
BALIK GEÇİTLERİ VE BALIK ELEKLERİ
Vadide tatlı su balıkları ve özellikle kırmızı benekli alabalıklar meşhurdur. Bu balıklar nesillerini sürdürmek için yumurtlama mevsiminde soğuk sulara doğru çıkmak ve orada yumurtalarını bırakmak zorundadırlar. Dinlenme tesislerinde yapılan göletler ve hidroelektrik santrallerle (HES) balıkların aşağı ve yukarı göçleri engellenmemelidir. Bunun için dünyada çeşitli ülkelerde 100 yıldan beri kullanılan çeşitli türde balık geçitleri yapılmaktadır. Ayrıca balıkların değirmen arklarına ve santral türbinlerine düşüp yaralanmaları veya ölmelerini önlemek için balık elekleri (ızgaraları) yapılması elzemdir. Bunlar yapılmazsa Sokalı Çayı´nda ve kol derelerindeki tatlı su balıklarının nesli tükenecektir.
UZUNGÖLDE KÜÇÜK KANAL
Çaykara Gündem Gazetesi´nde yayınlanan bir habere göre Uzungöl´de bir küçük (mini) kanal yapımı ve çevre düzenlenmesi planlanmaktadır. Uzungöl´ün çıkış kısmında, sandalların kısa mesafeli turu için böyle bir kanal yapılabilir. Şekil-5´de Uzungöl´de planlanan küçük kanal düzenlemesinin maketi görülmektedir.Şekil-5 Uzungöl´de planlanan küçük kanal projesi ve çevre düzenlemesi
Ancak bilindiği gibi Uzungöl´ün oluşması batı tarafındaki dağın vadi içine kayması ve dere yatağına yığılarak onu kapatması ile oluşmuştur. Buna benzer bir göl Akçaabat´ta Sera´da (Sera Gölü) 1950 yılında meydana gelmiştir. Ancak Uzungöl´de, Haldizen Deresi suları gür ve bol olduğu için oluşan göl su ile dolduktan sonra sular yığılan toprağın üzerinden akmaya başlamıştır. Oluşan dolgunun üzerinden aşan sular bu dolgunun aşağısındaki ince malzemeleri aşındırarak taşımıştır. Akarsu yatağında geriye kalan iri taşlar ve kayalar akarsu tabanında bir zırh (koruma tabakası) oluşturarak dere yatağının daha fazla aşınmasını yavaşlatmıştır. Bununla birlikte Şekil-6´da görüldüğü gibi Uzungöl´de Merkez Mahallesinin dibinde aşınmalar ve toprak düşmeleri sonucu 50-60 metre derinlikte uçurumlar meydana gelmiştir.Şekil-6 Uzungöl Merkez Mahallesi dibindeki yamaçlar (9 Ekim 2015)
Bu uçurumların alt topuğu dere tarafından oyuldukça uçurumlarda toprak kayması meydana gelecektir.
Uzungöl´de yeni yapılar ve tesisler yapılırken baraj gölünü oluşturan toprak seddin üzerine ağır tesis yükleri yüklememeye ve yamaç topuklarının aşınmasını önlemeye çalışmak gerekir. Aksi takdirde Uzungöl´ün kendisi ve Merkez Mahallesi tehlikeye girer.
Eskiden Göl´ün uzunluğu Gölbaşı Cami hizasına kadar çıkarmış. Zamanla göl kum ve çakılla dolarak boyu kısalmıştır. 1973 yılında gölün güney ve kuzey kısımları taranarak boyu uzatılmıştır. Ayrıca gölün kumla dolmasını yavaşlatmak için gölün yukarısında Haldizen Deresi üzerinde göletler (kum, çakıl tutma bentleri) yapılmıştır.
Uzungöl´de sandal gezileri için daha uzun bir kanal yapılarak gölden yukarıya doğru Gölbaşı Camii hizasına kadar sandal gezi güzergâhı uzatılabilir. Bunun için yer istimlaki gerektirmeyen mevcut dere yatağı kullanılabilir. Şekil-7 ?de Uzungöl ve yukarındaki dere kısmı görülmektedir.Şekil-7 Uzungöl ve yukarısındaki dere kısmı
ULAŞIM
Cumhuriyetin kuruluşunda beri Solaklı Vadisinin diğer önemli bir meselesi ulaşımdır. Bugün artık Solaklı Vadisindeki bölünmüş karayolu Taşhan´a kadar tamamlanmıştır (Şekil 6).
Bu bölünmüş yolun Uzungöl´e kadar uzatılması projeleri de hazırlanmış ve inşaatı devam etmektedir. Bu yolda, yukarıya çıkıldıkça vadi daraldığı için bazı kesimler tünelle geçilmektedir. Ulaşım sisteminde de en önemli tehlike sel ve toprak kaymalarıdır. Akarsu tabanına yakın seviyelerdeki yolu, sular basmaktadır. Yamaçta yapılan büyük miktarlı kazılardan dolayı şevlerde ise toprak kaymaları yaşanmaktadır. Rus işgali döneminde (1916-1918), Ruslar Vadide ilk defa yol yapımın gerçekleştirmişler ve Of´tan Bayburt´a kadar ulaşımı sağlamışlardır. Bu yol güzergâhı dere yatağından 15-20 metre yukarıdan geçirilerek yol, su baskınlarından korunmuştur. Fakat kazı ve dolgu miktarlarını azaltmak için arazinin tesviye eğrileri takip edilmişti. Bunun için ilk yapılan eski yol çok fazla dönemeçler içeriyordu. Günümüzde iş makineleri çok gelişmiş olduğundan kazı ve dolgu maliyetleri çok düşmüştür.Şekil-6 Solaklı Vadisinde inşaatı bitmiş bölünmüş yol (9 Ekim 2015)
Turistlerin ve insan hareketlerinin yoğun olduğu dönemlerde kullanılmak üzere Sarıkaya, Çayıroba (Yente), Sultanmurat yaylaları gibi düzlüklerde helikopter pistleri yapılabilir. Böylece alternatif ulaşım sistemi geliştirilmiş olur.
SONUÇ
Solaklı Vadisinde kalitenin yükseltilmesi ve hayat şartlarının iyileştirilmesi için vadi, bütün bir havza esas alınarak gözden geçirilmeli, yapılması gereken acil çalışmalara hemen başlanmalıdır. Bunun için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü gibi pek çok kamu kuruluşunun, mahalli idarelerin ve merkezi yönetimin üzerine önemli vazifeler düşmektedir. Bu arada fertlerin sorumluğu ve insan yetiştirme programları, bu yapıların işletilmesi, bakımı ve onarımı ile sürdürülebilirlikleri açısından üzerinde durulması gereken diğer bir önemli husustur. Kurumlar ve fertler, Solaklı Vadisinin güzelleşmesinin takipçileri olmalı ve gelecek nesillere daha güzel bir vadi devretmeli.
www.caykaragundem.com