Dünyayı tehdit eden korona virüs salgınında en büyük fedakârlığı sağlık çalışanları yaptı.
Bakanından- profesörüne, başhekiminden- teknisyenine, doktorundan, hemşiresinden, hasta bakıcısından güvenliğine kadar hepsi insanlara ve hastalara rahat bir nefes aldırmak ve sağlık sunmak için kendi hayatlarını ortaya koydular.
Ve bugüne kadar dünya genelinde binlerce sağlık çalışanı, Türkiye’de de yüzlerce sağlık çalışanı korona virüs sebebiyle ya yaşamını yitirdi ya da görev yapamaz bir şekilde hastalıklarıyla baş başa kaldılar.
Korona virüsün Türkiye’de girdiği ilk günden itibaren tüm ülkede ve Trabzon’daki sağlık ordusu da mükemmel bir sınav verdi.
Trabzon valisinden başlayarak, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri, sağlık müdürlüğü yetkilileri hiçbir fedakârlıktan asla kaçınmadılar.
Hele hele hastanelerin başhekimleri bütün imkânlarını zorlayarak ve polikliniklerini dâhil korona virüs hastaları için yoğun bakım ünitesine çevirdiler.
Sevgili okurlar
Bu sürecin en duygusal yanı ise sağlık çalışanlarının annelerine, babalarına, eşlerine ve belki de evlerinin kapısından içeri girdiğinde kendilerine koşan çocuklarına sarılamamasıdır.
Yürek burkan cinsten.
Virüsü bulaştırmamak için aylarca hasret gideremediler.
Günlerce hastanelerde kaldılar, evlerine gidemediler.
O zorluklarını zaman zaman yoğun bakımlarda ve hemen dışında yaş günü pastası keserek birbirlerinin doğam günlerini kutlayarak geçirdiler.
Bu kadar stres yüklü bir dönemde kimi sağlık çalışanı mikrofonu eline aldı, kimisi sazını, kemanını, kimisi de gitarını ve müthiş besteler yaptılar.
Güncel şarkıları seslendirdiler, hastalara moral verdiler.
Türkiye’ye de çok ciddi mesajlar verdiler.
Son olarak Trabzon’da Uzm Dr. Gonca Hanedan Uslu ve Prof. Dr. Abdulkadir Reis tarafından organize edilen ve anlam yüklü bu da gelir bu da geçer kışın sonu bahardır türküsü önce Fox TV’den sonra da sosyal medyadan bütün Türkiye’ye yayıldı.
Kimler mi seslendirdi
Biraz kafa yordum, zaten çoğunu da tanıyorum.
O müthiş koroyu sizler için kaleme aldım
Önce isimlerini bir bir okuyalım sonra da yazımıza devam edelim.
Bağlamada Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Uzm. Dr. Gonca Hanedan Uslu, Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nden Prof. Dr. Abdulkadir Reis ve aynı hastanede görevli Prof. Dr. Kadriye Yıldız,
Kemanda Aile Hekimi Dr. Necmi Güngör ve Yavuz Selim Kemik Hastalıkları Hastanesinden Op. Dr. Sonay Çavuşoğlu, Ney’de Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nden Prof. Dr. Hasan Dinç, gitarda Medical Park Hastanesi’nden Doç. Dr. Erkan Vuralkan.
Solistler Akçaabat’ta aile hekimi Dr. Zübeyde Kahveci, Aile Hekimi Dr. Yakup Sivri, Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Uzm. Dr. Elif Dağ, Aile Hekimi Dr. Hüseyin Sivri, Özel Yavuz Selim Diyaliz Merkezi’nden Dr. Seyit Hisoğlu, KTÜ Tıp Fakültesinden Dr. Ayşe Terali, Uzm. Dr. Çetin Ketenci, İmperial Hastanesi’nden Uzm. Dr. Feraye Çakır, Arsin Aile hekimi Dr. Burhan Yılmaz.
O kadar içten ve derinden okudular ki kışın sonunun bahar olacağını hisseder gibi. Hepsine teşekkür ediyorum.
Korona virüsün artık ikinci zirvesini yaşıyoruz.
Bir taraftan tesellimiz hem Çin aşısı, hem de Feizer’in aşışı, üçüncü fazları da geçti. İngiltere yarın itibariyle vatandaşlarını aşılamaya başlıyor.
Türkiye’de de bir hafta içerisinde başlanacak hayırlısıyla.
Ama buralara kolay gelinmedi.
Ne canlar kaybettik.
Ve hala da kaybediyoruz.
Günlük ortalama 180 vatandaşımızı toprağa veriyoruz. Büyük fedakârlıklarla her gün 4 bin insanımızı sağlığına kavuşturan işte o yukarıda ismini saydığım kahraman sağlık çalışanlarıdır.
O türküyü söylerken çok içten söylüyorlar, fedakârlıklarını hem enstrümanlarına hem de ifadelerine yansıtıyorlar.
Bir kez daha onları tebrik ediyorum, selamlıyorum.
Ve Trabzon Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta ve Kanuni Devlet Hastanesi’nin Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Türedi’nin dediği gibi bu çabaya saygı göstermeyenlere bende hakkımı helal etmiyorum.
Biraz daha gayret, biraz daha, sabır ve biraz daha çaba lütfen.
Türküde söylenildiği gibi
Ne de olsa kışın sonu bahardır, bu da gelir bu da geçer ağlama.
Ağlamamak dileğiyle sağlıcakla kalın.
xxx
GÜNÜN SÖZÜ
Rüzgâr özür dilerse ne fayda, dal kırıldı bir kere..