Uzungöl Turizmciler Derneği Başkanı Mehmet KELEŞ katılmış olduğu televizyon programında Uzungöl Turizmi ile ilgili samimi açıklamalarda bulundu.
61saat TV ekranlarında yayınlanan ve gazeteci Şenol Yolcu’nun hazırlayıp sunduğu Eko Karadeniz programının konuğu, Uzungöl Turizmciler Derneği Başkanı Mehmet Keleş oldu.
61saat TV’de ekranlara gelen, gazeteci Şenol Yolcu’nun hazırlayıp sunduğu Eko Karadeniz programının bu haftaki konuğu, Uzungöl Turizmciler Derneği Başkanı Mehmet Keleş oldu. Programda Uzungöl’ün geçmişten bugüne geçirdiği dönüşüm, turizm potansiyeli, işletme yapısı, belgelendirme süreci, trafik sorunları ve çevresel riskler tüm yönleriyle ele alındı.

“Uzungöl Artık Küresel Bir Turizm Merkezi”
Programda konuşan Mehmet Keleş, Uzungöl’ün artık yalnızca dar bir alanda bilinen yerel bir turizm noktası olmadığını vurgulayarak,
“Uzungöl eskisi gibi artık sadece dar alanda görünen bir yer değil. Uzun yıllardır globalleşmiş durumda ve dünyanın çeşitli yerlerinden, özellikle Uzungöl ismiyle gelen misafirlerimiz var. Bu misafirlerin büyük bir kısmını Ortadoğu’dan gelenler oluşturuyor. Uzungöl artık sadece Uzungöllülerin değil; Trabzon’un, ülkemizin ve gerçekten korunması gereken çok önemli bir yer. Yani sorunlarını sadece Uzungöl düşünmemeli.” dedi.

“İşletmelerimizin Yüzde 99’u Yerli”
İşletmelerle ilgili kamuoyunda oluşan algılara da değinen Keleş, Uzungöl’deki işletmelerin yüzde 99’unun yerli olduğunu söyledi. Uzungöl dışından olan işletmelerin ise en fazla Trabzon’un bazı ilçelerinden birkaç örnekten ibaret olduğunu belirten Keleş, “Uzungöl satıldı, yerli işletme kalmadı” şeklindeki söylemlere kesinlikle katılmadıklarını ve bunun gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Uzungöl’de turizmin tamamen yerli işletmeciler tarafından yürütüldüğünün altını çizdi.
Keleş, “Uzungöl satılmış, Uzungöl’de yerli işletmeler yok. Bir kere buna biz kesinlikle karşıyız. Böyle bir durum söz konusu değil. Uzungöl tamamen yerli işletmeciler tarafından turizm yapılan bir yerdir.” ifadelerini kullandı.

Belgelendirmede 2025 Miladı
Belgelendirme sürecine de değinen Keleş, Bolu’da meydana gelen yangının ardından belgelendirme zorunluluğunun daha da önem kazandığını hatırlattı. Aslında bu sürecin 2022 yılında çıkan kanunla başladığını ancak 2025 itibarıyla işletmeler açısından bir dönüm noktası yaşandığını belirtti.
Keleş, Uzungöl’deki işletmelerin yüzde 99’unun şu anda belgeli olduğunu söyledi. Vergi dairesinden alınan verilere göre Uzungöl’de 700’ün üzerinde mükellef bulunduğunu aktaran Keleş, konaklama özelinde ise yaklaşık 170 civarında turizm belgeli işletme olduğunu ifade etti. Bu sayıya basit konaklama belgeleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan belgelerin de dâhil olduğunu belirtti. Ayrıca 100’ün üzerinde günlük kiralama işletmesi bulunduğunu, bunların da resmî olarak belgeli olduğunu ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından denetlendiğini söyledi. Günlük kiralamalarla birlikte toplam işletme sayısının 270–280 civarında olduğunu vurgulayan Keleş, belgesiz işletme bulunmadığını, kalanların ise belge alma sürecinde olduğunu ifade etti.
Trafik Sorunu: Asıl Problem Giriş ve Çıkışlar
Uzungöl’ün en önemli sorunlarından birinin yaz aylarında yaşanan trafik yoğunluğu olduğunu dile getiren Keleş, özellikle giriş ve çıkışlarda ciddi sıkıntılar yaşandığını söyledi. İç kısımdan ziyade giriş-çıkış noktalarının asıl problem olduğunu belirten Keleş, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı’na bu konuda gösterilen çaba nedeniyle teşekkür etti. Geçtiğimiz yıl çözüm sözü verildiğini ancak ekonomik koşullar ve yatırım öncelikleri nedeniyle çalışmanın geciktiğini belirten Keleş, 2026 yılında bu sorunun çözüme kavuşmasını umut ettiklerini söyledi.
Otopark Projesi İçin Ortak Akıl Vurgusu
Uzungöl girişinde planlanan otopark projesine de değinen Keleş, bu sürecin yalnızca yerel yönetimler tarafından değil; STK’lar, halk, kamu kurumları ve üniversitelerin birlikte çalışmasıyla yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin de sürece dâhil edilmesinin önemine dikkat çeken Keleş, otoparkın yeri, kapasitesi ve transfer sistemi gibi konuların bilimsel veriler ışığında ele alınması gerektiğini ifade etti. Büyük araçların şehir merkezine girmesinin trafik yoğunluğunu artırdığını belirten Keleş, bu sorunun çözümü için gösterilen çabayı da olumlu bulduğunu söyledi.
“Uzungöl Hepimizin Değeri, Hep Birlikte Koruyalım”
Programda çevresel risklere de değinen Mehmet Keleş, “Uzungöl’ü koruyalım” çağrısının altını doldurarak bunun sadece bölge halkının değil, herkesin sorumluluğu olduğunu ifade etti. Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü ile yapılan görüşmelerde gölde ciddi sorunlar tespit edildiğini aktaran Keleş, mevcut araçlarla temizlik yapılamadığını ve bu işin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla ihale edilmesi gerektiğinin kendilerine iletildiğini söyledi.
Alüvyon ve Arıtma Uyarısı
Uzungöl’ün dolmasını engellemek amacıyla yukarı kesimlerde yapılan bentlerin her yıl düzenli olarak boşaltılması gerektiğini vurgulayan Keleş, aksi hâlde alüvyonların gölü doldurmasının büyük bir tehlike oluşturduğunu dile getirdi. Bunun yanında temizlik ve kanalizasyon konusunun da hayati önemde olduğunu belirten Keleş, mevcut arıtma tesisinin yetersiz olduğunu ve bu durumu Büyükşehir Belediyesi’ne ilettiklerini söyledi. Geçtiğimiz yıl terfi istasyonuna jeneratör alındığını ancak yapılan çalışmaların henüz yeterli seviyede olmadığını ifade etti.
Master Planı Gerekliliği
Uzungöl için kapsamlı bir master plan hazırlanmasının şart olduğunu dile getiren Keleş, bu planın Uzungöl’ün kendi dinamikleri göz önünde bulundurularak, yerinde yapılması gerektiğini belirtti. Keleş, “Bu plan mutlaka Uzungöl’ün kendisinde hazırlanmalı. Bizim önerimiz, 2–3 ay boyunca bölgede bulunarak hatta masrafları da biz karşılayalım, eksikleri yerinde tespit ederek ve buna göre sağlıklı bir planlama ortaya koymaktır” şeklinde konuştu.
Uzungölde kayıt dışı ekonominin bulunmadığını belirten Keleş, yapılacak her planın yerinde ve halkla birlikte yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
“Uzungöl Bir Bütündür”
Son olarak Uzungöl’ün yalnızca bir gölden ibaret olmadığını vurgulayan Mehmet Keleş, dereleriyle birlikte bir bütün olduğunu ve bu bütünün korunması için kapsamlı, planlı ve bilimsel adımlar atılması gerektiğini ifade etti.