Tarih: 18.11.2020 21:03

Türkiye'de Enerji ve Nükleer Enerji

Facebook Twitter Linked-in

Antalya Bilim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Hemşehrimiz Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu´nun kaleme aldığı “TÜRKİYE’DE ENEERJİ VE NÜKLEER ENERJİ” adlı araştırma yazısını siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.  

Türkiye’nin en önemli teknik ve ekonomik meselesi enerjidir.

              

GİRİŞ

İlk çağlardan beri insanlar dünyadaki maddeleri hava, su, toprak ve ateş şeklinde 4 ana unsur şeklinde sınıflandırmışlardır. 18. Yüzyılda kimyada elementler keşfedilemeye başlamış ve bugün element sayısı 118’e çıkmıştır. Fakat eskiden bilinen dört eleman ana maddeler olarak hala önemini korumaktadır. İnsanlık tarihi ile nerdeyse yaşıt olan ateşin yerini bugün enerji almıştır.

Bütün canlılar, hatta bütün ülkeler için bu dört unsur hayati öneme sahiptir. Havasız ve susuz hayat olmayacağı açıktır. Sağlıklı içme suyu olmayan insanlar hastalanıp ölmekte, su kıtlığı sebebiyle toprağını sulayamayan insanlar kıtlık ve açlıkla karşı karşıya kalmakta ve bir kısmı başka diyarlara göç etmektedir. Tuzlu suyla kaplı denizi olan ülkeler toprak kadar denizin değerinin artık farkındalar. Bütün canlılar için gerekli gıdalar topraktan sağlanıyor. Enerji ise toplumların olmazsa olmazı. Bu dört unsurun iyi değerlendirilmesi, tehlikelerden ve kirliliklerden korunması ve tedariklerinin sürdürülebilir olması giderek önem kazanmaktadır.

Enerji dilimize Fransızcadan girmiş ve güç anlamında kullanılmaktadır. Enerjiyi aydınlatmada, mekânları ısıtmada, soğutmada, ulaşımda,  çeşitli makineleri çalıştırmada, hülasa hayatın hemen hemen her alanında kullanmaktayız.

Günümüzde insanların, ülkelerin ve özellikle Türkiye’nin en önemli stratejik unsuru olan enerji bu yazının konusudur. Burada Türkiye’nin enerji durumuna bir göz atıp nükleer enerji hususunda dünya ile karşılaştırmalı bazı görüşler paylaşılacaktır.

ENERJİ KAYNAKLARININ TÜRLERİ

Enerji kaynakları kullanılan malzemenin cinsine göre: 1. Yenilenebilir enerji kaynakları, 2. Yenilenemez enerji kaynakları şeklinde iki ana gruba ayrılır. Bazen bunlar tükenen ve tükenmeyen şeklinde de anılırlar.

Yenilenebilir enerji kaynakları yer yıl yenilenebildikleri için bu isimle anılırlar.  Bunlar:

Su gücü (hidroelektrik), güneş, rüzgâr, dalga,  gel-git, bitki ve hayvan atıkları (biyokütle), yeraltı ısı kaynağı (jeotermal kaynak), hidrojendir.

Yenilenemez enerji kaynakları ise odun, kömür, doğalgaz, petrol, kaya gazı, bor ve nükleer enerjidir.

Yenilenebilir enerji, tabiata zarar vermemek adına karbon salınımının azaltılması konusunda potansiyeli bulunduğu için dünya genelinde bu enerji kaynaklarına gün geçtikçe öncelik verilmekte ve yatırımlar artmaktadır.

Enerji kaynakları ayrıca dönüştürülebilme özelliklerine göre de birincil ve ikincil enerji kaynakları şeklinde iki grup altında toplanabilir.

Dışarıdan müdahale edilmemiş, böylece hiçbir değişime uğramamış enerji türü birincil enerji olarak adlandırılmaktadır. Bunların kaynakları başlıca; kömür, petrol, doğalgaz, güneş, rüzgâr, hidrolik, nükleer, biyokütle ve dalgadır.

Birincil enerji kaynağına dışarıdan bir müdahale ile değişime uğratılması, böylece farklı enerji çeşidine dönüşmesiyle oluşan enerji türüne ikincil enerji denilmektedir.

Enerji türleri ayrıca ısı, makine gücü ve elektrik gibi türlere de ayrılır. Enerji kaynakları çok farklı malzemelerden elde edildiği için ve farklı enerji türleri bulunduğu için bunların miktarlarını tek bir birim halinde belirtmek üzere ton eşdeğer petrol (TEP) birimi kullanılır. Bir ton eşdeğer petrol, 10 milyon kilokalori karşılığı enerji birimidir.

Ayrıca bir elektrik devresinde taşınan gücü ölçmeye yarayan birim kilowat (kW) tır. Buna göre 50 kilowatlık elektrik gücü olan bir hat 1 kilowatlık ütülerden aynı anda 50 tanesini çalıştırabilir. Öte yandan, 1 kilowatlık (kW) güç, bir saat çalışırsa 1 kilowat-saat (kWh) elektrik enerjisi üretir.

ENERJİ İTHALATI

Türkiye’nin cari açığı, toplam ihracatı ve enerji ithalatı Tablo-1’de gösterilmiştir. Tablodan görüldüğü üzere, 1990 yılından sonra ülkemizde enerji ithalatı (Eİ) artmış ve toplam ithalatın (Tİ) yüzde 20’ sine ulaşmıştır. Enerji ithalatının (Eİ) Cari açığa (CA) oranı da hemen hemen aynı mertebededir.

Tablo-1 Türkiye cari açık, toplam ithalat, enerji ithalatı ve bunların birebirlerine oranı

Yıllar

Cari Açık, CA

Toplam İthalat, Tİ

Enerji İthalatı, Eİ

Eİ/Tİ

Eİ/CA

milyon dolar

milyon dolar

milyon dolar

-

-

1990

26

22

5

21

18

1995

230

35

5

13

20

2000

99

54

10

18

10

2005

21

116

21

18

99

2010

45

185

38

21

85

2011

75

240

54

22

72

Tablo 2’de Türkiye’nin yerli üretim, enerji ithalatı ve enerji ihracatı miktar cinsinden göstermektedir. Enerjinin dünyada önem kazanmaya başladığı 1970 petrol krizinden sonra, ürettiğimiz enerji miktarının, ihtiyacımız olan enerji miktarını karşılamadığı bu tablodan görülmektedir.

Tablo-2 Yıllar itibariyle Türkiye’ye ait enerji denge dağılımı (Milyon Ton)

Yıllar

Yerli üretim

İthalat

İhracat

1970

15

5

0.3

1975

16

11

0.5

1980

17

15

0.3

1985

22

19

1.7

1990

25

31

2.1

2000

26

56

1.6

2005

25

73

5.2

2010

32

87

8.0

2015

31

113

8.4

BIRİNCİL ENERJİNİN DURUMU

Dünya birincil enerji üretimi 2015 yılında toplam 14 milyar ton eşdeğer petrol (TEP)’dür. Uluslararası Enerji Ajansı’nın yaptığı çalışmalara göre eğer mevcut enerji tüketim hızı ve politikaları devam ederse, önümüzdeki 20 yıl içerisinde %45 oranında bir artış ile 20,3 milyar TEP seviyelerine ulaşacaktır. En fazla enerji tüketen ülkeler arasında ilk sırayı Çin almaktadır. Türkiye ise 2015 yılı sonu itibariyle 129 milyon TEP birincil enerji tüketimi ile 19. sırada kendisine yer bulmaktadır.

Dünya birinci enerji kaynaklarının 1971 ve 22018 yıllarındaki yüzdeleri Tablo-3’te gösterilmiştir. 1971’de dünyadaki enerjinin yüzde 44.1’i petrol iken bu değer 20182de yüzde 31.5 olmuştur. Ayrıca 1971’de dünyada hiç nükleer enerji kaynağı yokken 2018’de dünyadaki enerjinin yüzde 4.9’u nükleer enerji türü olmuştur.

Tablo-3 Dünya birincil enerji kaynakları yüzdeleri

Tür

1971

2018

Kömür

26.0

26.9

Petrol

44.1

31.5

Doğal gaz

16.2

22.8

Nükleer

-

4.9

Su (Hidro)

1.9

2.5

Biyokütle

11.1

9.3

Diğer yenilenebilir

0.2

2.1

Toplam

100.0

100.0

2018 yılı itibariyle dünya birincil enerji kaynaklarının %81,2’ini fosil yakıtlar oluşturmaktadır. 2040 yılında bu rakamın %79 seviyelerinde olacağı tahmin edilmektedir. Dünya yakıt tüketiminde 2018 yılı sonu itibariyle doğal gaz %22.8’lik bir paya sahiptir. 2040 yılında fosil yakıtlar arasında yakıt karışımında oranının yükselmesi tahmin edilen tek yakıt doğal gazdır.

Türkiye’de 2018 yılı için birincil enerji tüketimini sektörlere göre dağılımı incelendiğinde; yüzde 25’’inin sanayide, yüzde 24’ünün çevrim ve enerji (enerji elde etmede) sektöründe, yüzde 20’sinin ulaştırmada, yüzde 15’inin konutların kullanımında, yüzde 8’inin ticaret ve hizmet sektöründe ve geri kalan yüzde 8’inin de diğer sektörlerde kullanıldığı görülür (Şekil-1).
           

Şekil-1 Türkiye’de enerjinin sektörlere göre tüketimi (2018)

Türkiye’de taş kömürü, linyit petrol, doğalgaz gibi fosil kökenli tükenebilir enerji kaynaklarının miktarı çok sınırlıdır. Bu kaynakların yerleri kabaca Şekil-2’ de gösterilmiştir. Ülkemizde toryum ve uranyum kaynakları oldukça zengindir.

Şekil-2 Türkiye’de tükenebilir enerji kaynakları haritası

Türkiye’nin 30 Eylül 2020 tarihi itibarıyla Türkiye’de elektrik enerjisi kurulu gücü ve yüzdeleri Tablo-4’te gösterilmiştir, Türkiye’de kullanılan enerji kaynakları arasında yenilenebilir enerji kullanımı çok düşük seviyelerdedir. Oysaki Türkiye pek çok yenilenebilir enerji kaynağında oldukça önemli potansiyellere sahiptir.

Tablo-4 Türkiye’de elektrik enerjisi kurulu gücü (30 Eylül 2020)

Enerji Kaynağı

Kurulu Gücü, MW

Yüzdesi (%)

Hidrolik

29784

26

Rüzgâr

8077

7

Güneş

6361

6

Taş kömürü +Linyit+Asfaltit

31313

28

İthal Kömür

8970

8

Doğal gaz+ LNG

25634

23

Jeotermal

1515

1

Biyokütle + Atık ısı

1238

1

Fueloil+Nafta+ Motorin

312

-

TOPLAM

113204

100

Türkiye’de bunların dışında dalga, gel-git, biyokütle kaynakları gibi enerji kaynakları da her geçen gün yaygınlaşarak kullanılmaktadır. Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklı kurulu gücün ilerleyen yıllarda çok fazla artacağı da öngörülmektedir.

ELEKTRİK ENERJİSİ

Enerji çeşitlerinden biri elektrik enerjisidir. Ülkelerin kişi başına elektrik tüketimi bir bakıma toplumun gelişmişlik göstergesi sayılmaktadır. Son dönemde en çok elektrik tüketen ülkelerin yıllık toplam elektrik tüketimi Tablo-5’de gösterilmiştir. Tabloda Türkiye yıllık 207 milyar kilowatsaat (kWh)  gösterilmesine rağmen, 2020 Ocak ayında Türkiye yıllık elektrik tüketimi 290 milyar kilowatsaattir. Bu tabloda ülke nüfusları yanında bir yılda kişi başına tüketilen kilowatsaat cinsinden elektrik tüketimleri gösterilmiştir. Türkiye’de elektrik tüketimi 2578 kilowatsaat (kWh) ile 22. Sıradadır. Bu ise Dünya ortalaması olan 2674 değerine yakındır.

Tablo-5 Ülkelerin elektrik tüketimi listesi

Sıra

Ülke

Elektrik tüketimi,

Yılda milyar kWh

Veri yılı

Nüfus

Kişi başı elektrik tüketimi,

kWh

Dünya

21,776

2014

7,322,811,468

2,674

1

 Çin

6,310

2017

1,403,500,365

4,475

2

 ABD

3,911

2015

323,995,528

12,071

3

 Hindistan

1,547

2018

1,352,642,280

1,181

4

Rusya

1,065

2014

142,355,415

7,481

5

Japonya

934

2014

126,702,133

7,371

6

 Almanya

533

2014

80,722,792

6,602

7

 Kanada

528

2014

35,362,905

14,930

8

 Brezilya

518

2014.

205,823,665

2,516

9

 G. Kore

495

2014

50,924,172

9,720

10

 Fransa

431

2014

66,836,154

6,448

11

 İngiltere

309

2014

64,430,428

4,795

12

İtalya

291

2014

62,007,540

4,692

13

 S. Arabistan

272

2014

28,160,273

9,658

14

 Tayvan

249

2015

23,464,787

10,632

15

 Meksika

238

2014

123,166,749

1,932

16

 İspanya

234

2014

48,563,476

4,818

17

 Avustralya

224

2014

22,992,654

9,742

18

 Endonezya

221

2018

258,316,051

1,058

19

 Iran

218

2014

82,801,633

2,632

20

 Vietnam

212

2018

95,261,021

2,234

21

 G. Afrika

212

2020

54,300,704

3,904

22

 Türkiye

207

2020

80,274,604

2,578

23

Tayland

164

2020.

68,200,824

2,404

24

 Mısır

143

2014

94,666,993

1,510

25

Ukrayna

143

2014

44,209,733

3,234

Dünya’da ilk defa 1881’de Londra elektriğe kavuşmuştur. Türkiye’de ilk defa 1888 yılında İstanbul’da Haliç Tersanesinde kurulan elektrik fabrikasında elektrik üretilmeye başlanmıştır. İstanbul dışında 1902 yılında Tarsus’ta kurulan bir hidroelektrik santral ile elektrik üretilmiş ve kullanılmıştır.

Türkiye’de 1927 ilk nüfus sayımında köyde yaşayanların oranı yüzde 75,78, il ve ilçelerde yaşayanların oranı yüzde 24.22 iken, 1950 de bu oranlar sırasıyla yüzde 75 ve yüzde 25 olmuştur. 23 yılda bu oranda bir değişiklik olmamıştır. Bugün (2020) bu oranlar yüzde 6 ve yüzde 94’tür.

1950 nüfus sayımında Türkiye’de 63 il merkezi, 422 ilçe ve 34252 köy ve belde vardı. Tablo-6’den görüldüğü gibi 1950 yılında bütün köylerden sadece 12 tanesinde ve pek az ilçesinde elektrik varken, 1960’da elektrikli köy sayısı ancak 207 olmuştur. Bugün ülkemizde elektriksiz yerleşim merkezi kalmamıştır.

Tablo-6 Yıllara göre elektrikli yerleşim merkezi sayıları (1950-1960)

Yıllar

İl merkezi

İlçe merkezi

Bucak merkezi

Köy merkezi

Toplam

1950

62

198

28

12

300

1951

62

211

29

12

314

1952

62

221

28

11

322

1953

63

246

38

14

361

1954

66

270

43

60

439

1955

66

276

38

99

479

1956

66

284

42

102

494

1957

67

304

37

116

524

1958

67

311

39

129

546

1959

67

324

40

164

592

1960

67

341

50

207

665

1923’te elektrik tüketimi 41 milyon kWh, iken 1950 de 679 milyon kWh olmuştur. Bu değer 1960 yılında 2 milyar 815 milyon kilovatsaatin üzerine çıkmıştır. 2020 yılının tüketimi olan 290 milyar miktarı ile karşılaştırılınca 60 yılda elektrik tüketiminin 100 kattan fazla arttığı görülür. Bu konuda hala dünyada 22. sırada bulunmaktayız.

SU GÜCÜ ENERJİSİ (HİDROELEKTRİK ENERJİSİ)

Yenilenebilir enerji kaynaklarından olan su gücünden faydalanmak için Türkiye son 70 yılda büyük yatırımlar yaparak baraj ve hidroelektrik santrallar gerçekleştirmiştir. Türkiye hidroelektrik santraller haritası Şekil-3’te görülmektedir

2018 yılında Türkiye’de 60 milyar kWh hidroelektrik enerji üretilmiştir ve 300 milyar kWh'lik toplam enerji üretimi içinde hidroelektrik enerjinin payı %20 olmuştur. Ülkenin hidroelektrik potansiyeli 125 milyar kWh tahmin edilmektedir. Bu potansiyelin henüz yarısı değerlendirilmiştir. Bu konuda özel sektör ve devlet yatırımları devam etmektedir.

          

Şekil-3 Türkiye hidroelektrik santral haritası

Şekil-4’te görülen Artvin’deki Çoruh Nehri üzerinde yapılmakta olan Yusufeli Barajı Türkiye’nin en yüksek barajı olacaktır. 275 metre yüksekliğinde bu baraj yılda 1.9 milyar kWh enerji üretebilecektir.

Şekil-4 Artvin’de yapılmakta olan Yusufeli Barajı

DOĞAL GAZ ENERJİSİ

Doğal gaz ısıtmada, mutfakta, sıcak su sağlamada, ticari sektörde, fabrikalarda, elektrik üretiminde ve motor yakıtı olarak çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.

Dünya genelinde 2016 yılı sonu itibariyle doğal gaz tüketim payı en fazla olan ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir. En az tüketim payına sahip ülkeler ise Bulgaristan, İrlanda, Norveç, Yunanistan’dır. Türkiye ise 45 milyar metreküplük bir tüketim ile %1,3’lük bir tüketim payına sahiptir

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre ülkelerin 2016 yılı doğal gaz tüketim örnekleri Tablo-7’de gösterilmiştir. Bu listede Türkiye 45 milyar metreküp ile 8. Sıradadır

Tablo -7 Ülkelerin 2016 yılı doğal gaz tüketim örnekleri

Sıra No

Ülke

Milyon metreküp

1

ABD

779

2

Japonya

122

3

Kanada

113

4

Almanya

89

5

İngiltere

82

6

İtalya

71

7

Meksika

66

8

Türkiye

45

9

G. Kore

44

10

Fransa

43

11

Hollanda

42

12

İspanya

29

13

Polonya

19

14

Avustralya

18

15

Belçika

17

1970’lerde Türkiye’de doğal gaz kullanımına başlanmıştır. 2018 yıl sonu itibariyle 81 ilin tamamında doğal gaz kullanım imkânı sağlanmıştır. 2019 yılında doğal gaz dağıtım şirketlerinin gerçekleştirmiş olduğu yatırımlar sonucunda 524 ilçe ve 26 belde olmak üzere toplam 550 yerleşim yerinde doğal gaz kullanılmaktadır. Türkiye'de 51 merkez ilçe ve 922 ilçe olmak üzere toplam 973 ilçe, 386 belde bulunmaktadır. 2019 yıl sonu itibariyle Türkiye'deki ilçelerin %54’üne doğal gaz arzı sağlanmıştır.

Türkiye’nin son 5 yılda tükettiği doğal gaz miktarları Tablo-8’de verilmiştir. Tablodan görüldüğü gibi Türkiye yılda ortalama 50 milyar metreküp doğalgaz tüketmektedir. Elektrik üretiminde giderek daha az kullanılmasına rağmen her yıl doğalgaz abone sayıları arttığı için bu tüketim miktarı gelecekte azalmayacaktır.

Tablo-8 Türkiye’de yıllara göre doğal gaz tüketimi        

Yıl

Tüketim, milyar metreküp

2015

48

2016

50

2017

54

2018

50

2019

47

Türkiye’nin doğal gaz ithal ettiği ülkeler ve yüzdeleri Tablo-9’da gösterilmiştir. Türkiye ithal ettiği doğal gazın hemen hemen yarısını Rusya’dan almaktadır.

Tablo-9 Türkiye’nin doğal gaz ithal ettiği ülkeler ve miktarları (2010 ve 2018)

Kaynak

2010 

 (milyar m³)

2010 (yüzde)

2018 

(milyar m³)

2018 

 (yüzde)

Rusya

18

46

24

48

İran

8

20

8

16

Azerbaycan

5

13

7

14

LNG (Cezayir + Nijerya + Spot)

8

21

11

22

Toplam

39

100

50

100

2015 yılında dünyada yaklaşık 1 trilyon m3 gaz ticareti gerçekleşmiştir. Bu ticaretin %70’lik kısmı boru gazı olup, geri kalan kısmı ise sıvılaştırılmış doğal gaz LNG’dir (%30). Önümüzdeki 15-20 yıllık süreçte dünya gaz ticaretinin %25’lik bir artış ile 1,25 trilyon m3 seviyesini aşması beklenirken, LNG payının %43’e yükselmesi ön görülmektedir.

2020 yılında Türkiye, Karadeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge alanı içinde 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi bulmuştur. Bu miktar 2018 ‘deki yıllık doğal gaz tüketiminin yaklaşık 8 katı kadardır. Şekil-5’te gösterilen Karadeniz Münhasır Ekonomik alanında ve Akdeniz’de doğal gaz ve petrol aramalarına devam edilmektedir. Yeni enerji kaynaklarının bulunması ümit edilmektedir.

 

Şekil-5 Karadeniz’de petrol ve doğal gaz arama ve sondaj yerleri

RÜZGÂR ENERJİSİ

Ülkelerin rüzgâr gücü kurlu güçleri Tablo-10’da verilmiştir. 2019 yılına göre en çok Çin’de rüzgâr gücü kullanılmaktadır. Türkiye 2015 ile 2019 arasında 5 yılda rüzgâr enerji gücünü 2 katına çıkarmıştır.

Tablo-10 Ülkelerin rüzgâr kurulu güçleri, Megawat (MW)

No

Ülke/bölge

2015

2019

1

Çin

145,104

236,402

 Avrupa Birliği

141,579

192,020

2

 ABD

74,472

105,466

3

 Almanya

44,947

61,357

4

 Hindistan

27,151

37,506

5

 İspanya

23,025

25,808

6

 İngiltere

13,603

23,515

7

 Fransa

10,358

16,643

8

 Brezilya

8,715

15,452

9

 Kanada

11,205

13,413

10

 İtalya

8,958

10,512

11

 İsveç

6,025

8,804

12

 Türkiye

4,718

8,056

13

 Meksika

3,073

6,215

14

 Avustralya

4,187

6,199

15

 Danimarka

5,063

6,128

Türkiye’nin rüzgâr enerji potansiyel haritası Şekil-6’da gösterilmiştir. Metrekarede 1000 wat olarak en yüksek rüzgâr enerjisi Çanakkale ve Balıkesir ile Hatay’dadır. Ege Denizinde, Akdeniz’de ve Karadeniz’in Kastamonu Sinop açıklarında diğer yörelere göre daha yüksek rüzgâr enerjisi vardır.

Şekil-6 Türkiye rüzgâr enerjisi potansiyeli

GÜNEŞ ENERJİSİ

2019 yılına göre dünyada en çok güneş pili üreten 10 ülke ve bu enerjinin ülke içindeki payı Tablo-11’de gösterilmiştir. Bu üretimde Çin en öndedir. Ülke üretimindeki payı yüzde 32.6’dır.

Tablo-11 Ülkelerin güneş pv (photovoltaic) enerji kapasitesi, 2019

Ülke

Güneş enerjisi kapasitesi, MW

Ülkedeki payı (yüzde)

Çin

204,700

32.6

ABD

75,900

12.1

Japonya

63,000

10.0

Almanya

49,200

7.8

Hindistan

42,800

6.8

İtalya

20,800

3.3

Avusturya

14,600

2.3

İngiltere

13,300

2.1

Türkiye’nin güneş enerji potansiyeli Şekil-7’de gösterilmiştir. Ülkemizde Coğrafyaya göre her metrekareden yılda 1400 ila 2000 kWh enerji elde edilebilir. Almanya’nın bu değerinin 1200 olduğu dikkate alınırsa Türkiye’nin güneş enerji potansiyelinin oldukça yüksek olduğu görülür. G. Doğu Anadolu Bölgesinde güneşlenme süresi yılda 2993 saat iken, Karadeniz Bölgesinde bu değer 1971 saattir. Güneş enerjisi sadece elektrik üretiminde değil, su tesisatında, seracılıkta ve daha bir çok alanda da kullanılmaktadır.

Şeki-7 Türkiye’nin güneş enerji potansiyeli

Şekil-8’den görüldüğü üzere, Türkiye güneş enerjisi üretimine 2014 yılında başlamış olmakla birlikte bu üretimi hızla arttırmaktadır.2019 yılında güneş enerjisinden 6000 MW güç santraline ulaşılmış ve 10000 kWh enerji üretilmiştir. Türkiye’de artık güneş enerji pilleri üretilmeye başlanmıştır. Bu ise güneş enerjisisin ucuzlamasında ve arz ve talebin artmasında etkili olacaktır.

Şekil-8 Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücü ve yıllık üretiminin yıllara göre değişimi

NÜKLEER ENERJİ

Atomun çekirdeğinin parçalanması ile elde edilen nükleer enerjiye bazen atom enerjisi de denmektedir.  Bu enerjinin üretiminde uranyum ve toryum kullanılır. Nükleer enerji üretimi sırasında, nötronlar reaktörlerde Uranyum-235 çekirdeklerine çarparlar. Bir uranyum- 235 çekirdeği, bir nötronu yutarak çok kararsız bir Uranyum-236'ya dönüşür ve derhal bölünerek yeni fisyon ve enerji ile sonuçlanır.
Tıp alanı, nükleer teknolojinin en gelişmiş olduğu alandır. Hastalıkların tanı ve tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca tarım alanında da nükleer enerji kullanılmaktadır. Bir de silah sanayinde kullanılır. 2. Dünya harbinde 1945’te Japonya’ya atılan iki atom bombası hala etkilerini sürdürmektedir. Bunların dışında ise en çok enerji üretiminde kullanılmaktadır. Birçok gelişmiş ülkelerde, toplam enerji ihtiyacının büyük bir kısmı nükleer enerji ile karşılanmaktadır.

Nükleer silaha sahip ülkeler Tablo-12’de gösterilmiştir. İkinci Dünya harbinden galip gelen ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa nükleer silaha sahip olmuşlar. Bu dört ülkeden sonra Çin nükleer silah üretmiştir. Bu beş ülke aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini oluşturmaktadırlar. Diğer ülkelerin bu silahlara sahip olmasına izin vermemektedirler. Bununla birlikte, 1974 yılından sonra Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore de nükleer silah üretmişlerdir. İsrail’in de nükleer silaha sahip olduğu bilinmektedir. Nükleer silahlar üretildikleri ülkelerde tehdit unsuru ve savunma sistemlerinde caydırıcı olmaktadırlar.

Tablo-12 Nükleer silah üreten ülkeler ve toplam silah miktarları

Sıra No

Ülke

Toplam Nükleer Silah

Toplam Nükleer Testler

İlk Test

1

ABD

6550

1030

Temmuz 1949

2

Rusya

6850

715

Ağustos 1949

3

Birleşik Krallık

215

45

Ekim 1952

4

Fransa

300

210

Şubat 1960

5

Çin

280

45

Ekim 1964

6

Hindistan

135

3

Mayıs 1974

7

Pakistan

145

2

Mayıs 1998

8

Kuzey Kore

10-20

6

Ekim 2006

9

İsrail

80

0

-

2019 yılına göre ülkelerin nükleer enerji reaktör sayıları ve ülkelerin nükleer enerji miktarlarının toplam elektrik üretimindeki payları da Tablo-13’te verilmiştir.

 Dünyada 31 ülkede işletmede olan 454, 17 ülkede inşaat halinde bulunan 56, ülkelerin enerji taleplerini karşılamak amacıyla 5 yıl içerisinde kurulacak ve işletmeye alınacak 10 ve 15-30 yıl içerisinde işletmeye alınacak 113 nükleer reaktör vardır. Nükleer santrallerin bulunduğu 31 ülkeden 10’unun nüfusu İstanbul’un nüfusundan azdır. 2030 yılına kadar kurulmasına karar verilen nükleer santral sayısı ise 164’tür.

Enerjide dışa bağımlı ülkemizde nükleer santral yokken, net enerji ihracatçısı G. Afrika, Rusya, İran, Kanada ve Meksika gibi 5 ülkede bile  çok miktarda nükleer santral bulunmaktadır.

Tablo-13 Ülkelerde işletme ve inşa halindeki nükleer santral sayıları (Ocak 2019)

Ülkeler

Reaktör Sayıları

İnşa Halindeki Reaktörler

Üretilen Elektrik (2018) (Gigawat-Saat)

Elektrik Üretimindeki Payı (%)

ABD

98

2

807078

20.1

Fransa

58

1

395908

71.6

Çin

46

11

277056

3.9

Japonya

42

2

49330

3.6

Rusya

37

6

191340

17.8

G. Kore

24

5

127077

27.1

Hindistan

22

7

35389

3.22

Kanada

19

94450

14.64

Ukrayna

15

2

79532

55.1

İngiltere

15

1

59112

19.3

İsveç

8

65868

39.6

Almanya

7

71866

11.6

Belçika

7

27251

49.9

İspanya

7

53364

21.2

Çek Cum.

6

28256

33.1

Pakistan

5

2

 

6.2

İsviçre

5

 

33.4

Finlandiya

4

1

 

33.2

Macaristan

4

 

50

Slovakya

4

2

 

54.1

Arjantin

3

1

 

4.5

Brezilya

2

1

 

2.7

Bulgaristan

2

 

34.8

Meksika

2

 

6.1

Romanya

2

 

17.7

G. Afrika

2

 

6.7

Ermenistan

1

 

32.5

İran

1

 

2.1

Hollanda

1

 

2.9

Slovenya

1

 

39.1

Tayvan

4

2

 

9.3

BAE

4

 

 

Belarus

2

 

 

Bangladeş

2

 

 

Türkiye

-

1

 

 

Toplam

454

56

 

 

           

Türkiye’de 2020 yılında henüz nükleer enerji üretimi bulunmamaktadır. Şimdiye kadar Türkiye’de santral kurulmaya başlanmış, üçüncüsü için ön hazırlıklar yapılmaktadır.

Akkuyu Nükleer Santral Projesi: Rusya ile Türkiye arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma sonrasında başlayan Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi 22 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Bir tanesi 1200 megavat gücünde 4 reaktörün olması planlanan santralin Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılaması hedefleniyor. Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim 2016’da yaptığı toplantıda projenin planına izin vermiştir. Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom’un yaptığı projenin 2022 yılında sona ermesi bekleniyor.

Sinop Nükleer Enerji santral Projesi: Sinop Nükleer Enerji Santrali için imzalar 2013 yılında atıldı. Santralin Sinop’un İnceburun Yarımadası’nda kurulması planlanıyor.  Sinop Nükleer Santrali’nin maliyetinin 20 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Santralin 1120 MW’lik 4 reaktör ünitesiyle toplam 4.480 MW Kurulu güce sahip olması tasarlanıyor. Santralin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye girmesi planlanıyor.

NÜKLEER ENERJİ EĞİTİMİ

Dünya üniversitelerinde nükleer fizik eğitimine önem verilmektedir. Dünyada en iyi lisansüstü eğitim veren üniversiteler Tablo-14’te gösterilmiştir. Bu üniversiteler aynı zamanda dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer almaktadır.

Tablo-14 Dünyanın en iyi nükleer fizik lisansüstü programları

Sıra No

Üniversite

Dünya sıralaması, QS 2019

1

Michigan State University

1

2

Massachusetts Institute of Technology

9

3

Stony Brook University--SUNY

17

4

University of Washington, Seattl

25

5

University of California- Berkeley

33

6

Yale University

41

7

Indiana University

49

8

Texas A and M University

57

9

Columbia University

65

10

Duke University

73

Ayrıca dünyada en iyi nükleer enerji mühendisliği eğitimi veren lisansüstü programlar Tablo-15’te verilmiştir. Bu üniversitelerin de dünyanın en iyi üniversiteleri olduğu bilinmektedir.

Tablo-15 Dünyanın en iyi nükleer enerji mühendislik lisansüstü programları

Sıra No

Üniversite

1

University of Michigan--Ann Arbor.

2

Massachusetts Institute of Technology

3

North Carolina State University

4

University of California--Berkeley

5

University of Wisconsin--Madison

6

Texas A&M University--College Station

7

University of Illinois--Urbana-Champaign

TÜRKİYE’DE NÜKLEER ENERJİ KURUMLARI

1. TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU

1956 yılında 6821 sayılı Kanun ile Başbakanlık'a bağlı olarak Ankara'da Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği kurulmuştur. Türkiye Atom Enerjisi Kanunu 09.07.1962 tarihinde çıkarılmıştır. Barış amacıyla Türkiye’de atom enerjisinin kalkınma planlarına uygun olarak ülke kalkınmasın sağlamak üzere Türkiye Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği.1982 yılında 2690 sayılı Kanun ile Başbakan'a bağlı olarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu adı ile yeniden yapılanmıştır.

2. ÇEKMECE NÜKLEER ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ

Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu 06/03/1958 tarihinde "İstanbul'da Küçükçekmece Gölü kenarında 1000 kW takatinde havuz tipi bir atom reaktörü kurulması" kararı almıştır.

 1959 yılında Türkiye'nin ilk nükleer tesisi olan 1 MW gücündeki TR-1 araştırma reaktörünün temeli atılmıştır.

 12/08/1960 tarihli Atom Enerjisi Kurumu toplantısının 4 numaralı kararıyla "atom reaktörü" projesinin ismi, bulunduğu yere ve verilen görevlere izafeten "Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi" olarak belirlenmiştir. 06/01/1962 tarihinde saat 19:14'te TR-1 araştırma reaktörü "kritik olmuş", 27/05/1962 tarihinde Cumhurbaşkanının katılımı ile resmi açılışı yapılarak Merkezin kuruluşu tamamlanmıştır.

Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, 15 Temmuz 2018 tarihli 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Daire Başkanlıklarına dönüştürülerek ismi “Teknoloji Geliştirme Dairesi (TGD)” ve “Radyoaktif Atık Yönetimi Dairesi (RAYD)” olarak değiştirilmiştir.

3. İTÜ NÜKLEER ENERJİ ENSTİTÜSÜ
1961 yılında kurulmuş olan Nükleer Enerji Enstitüsü, 2003 yılında yeniden yapılandırılmış ve adı İTÜ Enerji Enstitüsüne çevrilmiştir.

Bundan yaklaşık 60 yıl önce çok heyecanla ve büyük bir gayretle kurulun bu üç öncü kuruluş başlangıçta önemli gelişmeler göstermişler ve verimli çalışmalar sürdürmüşlerdir. Bu sürede tecrübeli bilim insanı ve mühendislerin yetişmesine vesile olmuşlardır. Fakat daha sonra bu kurumların gelişmeleri çeşitli bahanelerle durdurulmuş ve adeta bunlar köreltilmiştir.

Aklıma yaşanmış bir hikâye geldi. 1947 yılında Hasan Saka Başbakan, Faik Ahmet Barutçu Başbakan Yardımcısı. İkisi de Trabzon milletvekili. Bir gün Akçaabat’ta köylere seçim gezisine çıkarlar. Araçları ile yolda giderken yol kenarında tarlasında çalışan bir köylüyü görürler ve arabayı durdurup köylüyü yanlarına çağırırlar. Arabada bulunan bir zat iner ve köylüye sorar.

Köylü cevap verir:

 - Anladık, ama ne iş yaparlar.

Birkaç on yıl önce nükleer enerji işiyle ilgili Türkiye’de görev yapan ve tecrübe kazanan bilim adamı, tecrübeli mühendis ve bürokratların kurumları körelince bir kısmı emekli olmuş, bir kısmı kurumlarından ayrılmış ve böylece bu tecrübeli ve üretken insanların arkası kesilmiştir. 1960’lardan 60 yıl sonra, Türkiye nükleer enerji santralleri kurmaya niyetlenince yeniden mühendis yetiştirmek üzere Rusya’ya öğrenci göndermeye mecbur kalmıştır.

SONUÇ

İnsanların ve toplumların hayatında enerji vazgeçilmez bir husustur. Dünyada ve Türkiye’de enerji talebi yıldan yıla artmaktadır. Enerji aynı zamanda ülkeler için stratejik bir unsurdur. Toplumlar enerji için yoğun çaba sarf etmekte ve büyük bedeller ödemektedirler. .Bedeli pahalı olan enerjiyi verimli ve tasarruflu kullanmalıyız.

Bu yazıda Türkiye’nin enerji ve özelde nükleer enerji durumu değerlendirilmiştir. Sosyal ve ekonomik gelişmelerin hepsi enerjiye bağlıdır. Burada özet olarak aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.

1.Türkiye ithalatının önemli bir kalemi enerjidir. Ülke son 30 yıldan beri enerji ithalatına ağır bedeller ödemektedir.

2. Enerjide dışa bağımlı olmamız enerjinin pahalı olmasına sebep olmaktadır.

3.Yerli fosil kaynaklarının geliştirilmesine devam edilmelidir. Fakat bu kaynaklar tükenebilir cinsten olduğundan yerli ve yabancı fosil kaynaklı enerjilerin 50 yıl içinde tükenecekleri unutulmamalıdır.

4. Bunun için su, rüzgâr ve özellikle güneş enerjisi gibi yenilenebilir üretimler üzerinde durulmalıdır. Bu konularda eğitim ve teknolojiye ağırlık verilmelidir. Ayrıca yeni enerji kaynakları araştırılmalı, üretilmeli ve enerji üretimi çeşitlendirilmelidir.

6. Enerji tesislerinin planlanma, inşaat ve işletmesinde makine, inşaat, elektrik, bilgisayar ve petrol gibi pek çok mühendislik erbabı insanlar çalışmaktadır. Mühendisler yanında ekonomistler, matematikçiler, fizikçiler, jeologlar gibi meslek sahipleri de projelerde yer almaktadır. Bu konularda çalışacakların uzmanlaşmaları sağlanmalıdır.

7. Denizde ve karada petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma çalışmaları hızlı bir şekilde sürdürülmelidir.

8. Nükleer enerji üretiminde kullanılan uranyum ve bilhassa toryum rezervleri Türkiye’de çok bol bulunmaktadır. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de nükleer enerji üretimine ağırlık verilmelidir. Bunun teknolojisi ve üniversite eğitimi yeniden canlandırılmalıdır.  

9. Enerji teknolojileri konularındı araştırma ve geliştirme çalışmaları arttırılmalıdır.

Kısaca enerji kaynakları insanlar ve ülkeler açısından toprak ve su kaynakları kadar hayati öneme sahiptir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türkiye’nin en önemli teknik ve ekonomik meselesi enerjidir.

Yazıyı okuyup değerlendirmeler yapan Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, Nükleer Mühendislik Bölümü eski Başkanı Dr. Mak. Müh. Ulvi Adalıoğlu’na teşekkür ederim.

KAYNAKLAR

Demir, Murat, Enerji İthalatı Cari Açık İlişkisi, VAR Analizi İle Türkiye Üzerine Bir İnceleme, Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, Yıl 5 - Sayı 9 – Kasım 2013.

Sarıtaş, Hakan, Ayşe Genç, Tahsin Avcı, Türkiye’de Enerji İthalatı, Cari Açık ve Büyüme İlişkisi: Var Ve Granger Nedensellik Analizi, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 14, Yıl 14, Sayı 2, 2018.

TEİAŞ, Türkiye’de Elektrik Enerjisi Kurulu Gücü, 2018.

Yurtoğlu, Nadir, Cumhuriyet Türkiye’sinde Elektrik Enerjisi Üretim Ve Tüketim  Politikaları (1923-1960), Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi ,AAM Derg., 34(2), 98, 227-280.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —