Çaykara Taşkıran Mahallesinde üretim yapan uzungöl suyun TİSKİ tarafından haksız bir şekilde kapısına kilit vurulmasına TAKA gazetesi Genel Müdürü,aynı zamanda köşe yazarımız Çaykaralı hemşerimiz Zihni Ağırman büyük tepki gösterdi.
Tarafım?
Evet tarafım?
Köyümden tarafım?
Ekmeğini kazanandan tarafım.
Emeğinin karşılığı kesilenden tarafım.
Su´yu kesilenden tarafım.
Alın terinden tarafım.
Ekmeği çalınandan tarafım.
Taşkıran´dan tarafım.
Uzungöl Su Fabrikası´ndan tarafım.
Aslında utana, sıkıla yazıyorum lakin duyarsız da kalamazdım.
2009 yılında köyümde Çaykara Taşkıran Beldesi´nde su fabrikası kurulmuştu.
Köy halkının ve birkaç girişimcinin gayretleriyle Taşkıran Suren Su adı altında trilyonlar harcanarak bölgenin en lezzetli suyu milli ekonomiye kazandırılmıştı.
Hem de köyün kadını erkeğine iş istihdamı sağlanmıştı.
Bölgenin tek fabrikası konumunda olması ayrı bir lezzetti.
Ancak işletme sermayesinden kaynaklanan sıkıntılar ve pazarlama stratejisinde yapılan hatalar yüzünden fabrika ne yazık ki kısa süre sonra kapanmak zorunda kaldı.
Bildim bileli yıllarca boşa akan Allah´ın suyunu ekonomiye kazandıran şirketin başına Özel İdare de suyu kiralama parası adı altında çullanmıştı.
Ayda 80 milyar lira kiralama bedeli istedi.
Haraç yani
Düşünün yeni kurulan ve onlarca kişinin istihdam edildiği üstelik ekonomik sıkıntı çeken fabrikaya İlÖzel İdare de ?Paramı ver? diye tutturunca elbirliğiyle fabrikayı iflas ettirdiler.
Başardılar tebrik etmek lazım (!)
Birkaç yıl fabrika atıl durumda bekledi. Makineler işlevini kaybetmek üzere iken Trabzonlu bir girişimci fabrikayı yeniden ayağa kaldırmak için kolları sıvadı.
Fabrikayı kiralama yoluyla çalıştırmaya başlayan işadamı yine bin bir güçlükle çarkları döndürmeyi başardı.
Gece yarısı fabrikadan gelen ses, değil insanları rahatsız etmeyi adeta gurur kaynağı olmuştu.
Yeter ki fabrika çalışsın, yeter ki köylüler ekmek yesin. Rahatsızlık da ne kelime.
2013 yılından beri fabrikada yeniden yapılanmaya giden işadamı hiçbir kar gütmeden, bir kuruş para kazanmadan işletme sermayesi koyarak Uzungöl Su´ya yeniden hayat verdi, üretime geçti.
İnsanlar işlerine döndü, evlerine ekmek getirmeye başladı.
Yeni pazarlar bulundu ve Uzungöl su bir marka haline getirildi.
Başta işadamı Ahmet Yaşar Altıntaş olmak üzere ALTAŞ grubuna teşekkür ediyorum.
İşadamına destek olunması gereken yerde, köstek olmak aslında bölge insanını cezalandırmaktır.
Trabzon Büyükşehir olunca İl Özel İdare´sinin de tüm hakları Büyükşehir Belediyesine devredilince Genel Müdürü Çaykaralı, yönetim kurulu üyesi Çaykaralı, Genel Müdür Yardımcısının Ofluolduğu TİSKİ maalesef UzungölSu´yunkapısına mühür vurdu.
Ne mührü
Utanç Mührü
Gerekçe ne?
Batan Taşkıran Suren Su şirketiningeçmişte belediyeye olan su kiralama borcundan dolayı.
O borç fabrikayı işleten ALTAŞ grubuyla hiçbir ilgisi yoktur. ALTAŞ grup fabrikayı kiraladığı günden itibarenBüyükşehir Belediyesi´ne olan su kiralama borcunu kuruşu kuruşuna tıkır tıkır ödedi.
Ama iflas eden Taşkıran Suren Su şirketinin borcu nedeniyle de fabrikanın kapısına kilit vurulmuş.
Bu ayıp da size yeter.
Bu hukuki değildir.
Benim de reklam bedeli alacağım vardı. Mahkemeye mi gittim. İcraya mı verdim.
Burada köylünün hakkı var.
Batan şirketin ortaklarının bankaya, özel idareye veya şahıslara borcunun olması şu anda fabrikayı işleten şirketi hiçbir şekilde bağlamaz. Eski şirketin teminatları var.
Fabrika saat gibi çalışmaya devam ederken kapatmak kime hangi akla hizmet.
Köylüyü mü cezalandırıyorsunuz işini düzgün yapan firmayı mı?
Belli ki niyet kötü?
Uzungöl Su imajına zarar vermek kimin ne haddine.
Markayı lekelemek kimin ne haddine?
Kiminle ne hesabınız varsa gidin o hesabı başka yerde görün.
Uzungöl Su´yu kimsenin çıkarına alet etmeyin.
Gidin o utanç mührünü sökün ve insanların ekmeğiyle oynamayın.
Allah´tan korkun.