Uzungöl Sezgin Motel sahiplerinden Süleyman Sezgin farklı bir etkinliğin altına imza atarak örnek bir kuş besleme etkinliği gerçekleştiriyor. Bu günlerde Uzungöl´e gidip yolu Sezgin Otel´den geçenler restaurantın tam ortasında doğan ile karşılaşınca şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.
Hele de Sevgili Süleyman Sezgin´in Doğan ile ilgilenmesi ve de kuşumuzun Süleyman´a olan ilgisi izleyen herkesi hayretler içerisinde bırakıyor. Yaklaşık 4 senedir Kuş Merakının olduğunu söyleyen Süleyman Sezgin Kuşun bakımını hiç kimseye bırakmamış.Kuşu kendisi besliyor Sevgili Süleyman.
Süleyman Restaurant´ta olduğu zaman doğanımız uçuyor ve Sevgili Süleyman´ın koluna ya da avucuna konuyor.Başka hiç kimseye kesinlikle gitmiyor.
Yaklaşık olarak 4 senedir kuş merakının olduğundan ve de profesyonel bir şekilde kuş beslediğinden söz ediyor Süleyman Sezgin. Bu işe hem hobi olarak hem de toplumumuzun tarihsel geçmişine baktığımız zaman tarihimize sahip çıkabilmek adına kuş besleme etkinliğinden söz ediyor.
Peki Nedir Osmanlı´da kuş besleme sanatı. Biraz da ona bakalım isterseniz.
TARİHTE DOĞANCILIK KÜLTÜRÜ
Tarihte küresel bir uğraş olarak karşımıza çıkan temelleri Uzak Doğu Asya´da olan ve de oradan da Orta Doğu´ya yayılmış olan doğancılık bir çok milletin tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Ortaçağ Avrupa´sında asaletin, gücün ve soyluluğun sembolü olan bu kuşlar pek çok itibar görmüşlerdir.
Bir çok Türk Devletinin saraylarında da oldukça rağbet gören Doğancılık Osmanlı İmparatorluğu zamanında en gelişmiş şeklini yaşamıştır. Başkentte dört doğancı teşkilatı bulunmakta ve bunlar besledikleri kuşların ismi ile anılmakta idiler. Bu Teşkilatlar Çakırcı Ocağı, Şahinci Ocağı, Atmacacı Ocağı ve Doğancı Koğuşuydu.
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde ayrıca Taşra Teşkilatlarında da görevli doğancılar bulunmakta ve de bu doğancılar Merkez Teşkilatı ile iş birliği içerisinde çalışmakta idiler.
SEZGİN BU GELENEĞİ SÜRDÜRECEĞİZ
Doğanı defalarca serbest bıraktığını doğada serbest olarak yaşamasını arzu ettiğini ancak her seferinde Doğan´ın doğada belirli bir süre kaldıktan sonra yeniden uçup yanına geldiğini ve de kendisinden ayrılmak istemediğini ifade eden Süleyman Sezgin Doğan ile artık bir bütün olduklarını ifade etti.
Ecdadımızın bizlere miras olarak bıraktıkları bu güzel hobiyi kendilerinin de naçizane bir şekilde sürdürmeye çalıştıklarını anımsatan Süleyman Sezgin, Osmanlı Döneminde doğancılık, şahincilik ve atmacacılığın oldukça önemli olduğunu hatta bazı ülkelerin bu hobiyi Osmanlıdan Öğrendiklerini anımsattı.
Günümüzde ise bu hobiyi bizlerden öğrenen Batı Ülkelerinin bu hobiyi özgürce yaşamakta olduklarını anımsatan Sezgin Ülkemizde ise ilgisizlik yüzünden sadece Rize ve Artvin dolaylarında bu kültürün sadece Atmaca Kültürü olarak yaşatılmaya çalışıldığını anımsattı.
Bu geleneksel avcılık tarzının geçmişten günümüze kalan bir miras olduğunu anımsatan turizmci Süleyman Sezgin ecdadımızın dünyaya sunmuş olduğu bu geleneksel avcılık tarzının şu anda İspanya´da,İskoçya´da,İngiltere´de,Almanya´da ve daha bir çok Avrupa ülkesinde yapılmakta olduğunu ülkemizde ise ne yazık ki yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu anımsattı.
Doğancı sevdalılarının emekleri sayesinde özellikle son bir yıl içerisinde özel belgeli doğanları da ülkemizde yetiştirebildiğimizi ve de kolumuzda özgürce taşıyabildiğimizi anımsatan turizmci Süleyman Sezgin kuşlar ile uğraşmanın özel bir hobi olduğunu bu işi herkesin yapamayacağını sözlerine ekledi. Kuşlara fısıldamanın ve onlarla birlikte keyifli bir gün geçirme tadının hiçbir şeye değişilmeyeceğini anımsatan Süleyman Sezgin bunun ancak yaşayarak hissedilebilecek doyumsuz bir keyif olduğunu sözlerine ekledi.
Haber:Hilmi Kanık/Çaykara Gündem Gazetesi