Uzungöl; Şerah Köyü,Uzungöl Nahiyesi ve Uzungöl Belediyesi olarak yönetimsel biçiminde bir geçmişi olan bir yerdir.
Çocukluğumuzda bir köy görünümünde küçük bir belde belediyesi, ancak beş mahalleden oluşan dağınık bir belde.
1992 yılından sonra ciddi manada turizm alanında gelişme göstermiş ve üne kavuşmuştur. Bu süreçte ne bir devlet teşviki ne de bir güçlü sermeye yatırımı almamıştır. Uzungöl insanı çalışmış çabalamış, birikimlerini yatırıma dönüştürmüş ve ?´Turizmin İncisi´´ bugünkü Uzungöl´ü imar etmiştir.
Belediyeler imar planı yapmamış, yatırımları teşvik edilmemiş bir Uzungöl ! Sürekli göç veren Çaykara ilçesine adeta can suyu olmuş, yöreye istihdam sağlamış ve para kazandırmıştır.
Uzungöl insanı otel,lokanta,iş yeri ve barınma amaçlı yapılar inşa etmiştir. Bu yapılar inşa edilirken, uyması gereken bir imar planı yoktu,imar sorununu çözecek noktada olan makamlar bu sorunu çözememiştir yada çözmemiştir.
Şimdi devlet bir gece yarısı baskını ile, güvenlik güçleri eşliğinde yıkım için Uzungöl´e girmiştir ve yapıları insanların başlarına yıkmaya başlamıştır.
Bilinmelidir ki; Uzungöl bir yayla değildir,yayla tanımı Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre ´´Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın hayat şartları güç olduğu için boş bırakılan, yazın havası iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri.´´ Olarak ifade edilmektedir. Oysa Uzungöl bir yerleşim alanıdır,yani Büyük Şehir kapsamında bir mahalledir. İmar planlarını yapmak görevi devletin ilgili kurumlarına aittir,yayla muamelesi yanlıştır.İnsanca yaşamanın en temel ihtiyacı olan barınma hakkının planlanmaması,belediyeye müracaat eden vatandaşa ?´imar planı yok,inşaat yapmayın´´ cevabından başka bir çözüm önerilmemesi elbette imarsız yapıların inşasını zorunlu hale getirmiştir.
Ne şekilde yapıların inşa edileceğini göstermeyen devlet hangi haklı gerekçe ile yıkım yapmaktadır. Doğrusu olmayan bir şeyin yanlışı nasıl tarif edilir ve bedeli yıkımla ödetilmektedir.
Hiçbir şeye yanlış denemez, doğrusu tarif edilmedikçe.