Devletin kılıcını hep başlarından aşağıya boyunlarında hissettiler.
O korkunun soğukluğunu enselerinde hissettiler.
Ama Devlet babanın sıcak elini, şefkatini de hep beklediler.
Devlet babadır, kıymaz evladına dediler.
Devlet vatandaşına tuzak kurmaz dediler.
Ömrümün büyük bölümünü Çaykara ve Uzungöl´de geçirdim.
Çocukluğumun yıllarında yaylaya yürüme gider gelirdim.
Turizm cenneti Uzungöl´den geçerken atıl durumda kimi kimsesi olmayan bir köyü seyrederek geçerdik.
Ne arayanı vardı ne de soranı.
Ne yolu vardı ne telefonu. Doğru dürüst elektriği de yoktu.
Sonra biri çıktı ortaya iki tane alabalık havuzu kurdu.
Aşağı yukarı geçenlere satmaya çalışırdı.
Ve o iki alabalık havuzuyla başlayan turizm serüveni bugün Uzungöl´ü Dünyanın 8. Harikası yaptı.
Bugün körfez Ülke turistlerinin akınına uğrayan, yılda bir milyona yakın insanın ziyaret ettiği, ülkeye katma değer katan, döviz kazandıran doğa cennetini bugünlere getiren o insanlardan intikam alıyoruz.
Biz değil miyiz Uzungöl´ü dünyaya tanıdan İsmail ve Dursun İnan kardeşleri hapse tıkayan.
Biz değil miyiz Uzungöl´ü dünyanın cenneti duruma getiren bölge insanının evlerini, otellerini, lokantalarını başlarına yıkıp yerle bir eden.
Bir taraftan turizmi teşvik edip, geliştireceğiz diyeceğiz, diğer taraftan yapılanları başlarına yıkacağız.
Bu mudur?
Turizmi teşvik etmek bu mudur?
Ülkeye milyonlarca döviz kazandıran, devlete vergi veren, devletine yük olmayan, ekonomiye katkı sağlayan, işsizliğe çözüm getiren o yörenin insanına bunu mu reva görüyoruz?
Bir gecenin sabahında 500 askerle nereye çıktınız.
İş makineleriyle, panzerlerle, Toma´larla gece yarısı nereye gittiniz.
Neyin operasyonuydu bu.
Sahi nereye çıkarma yaptınız?
Afrin´e mi?
İdlip´e mi?
Nereye girdiniz?
Münbiç´e mi?
Halep´e mi?
Trabzon halkı, Çaykara insanı vatanına, milletine, devletine, bayrağına sonuna kadar bağlıdır.
Devletine karşı boynu kıldan incedir.
Varsa itirazı elbet vardır bir sebebi.
Karşınıza alıp konuştunuz mu?
Oturup dinlediniz mi?
Bu işin oluru budur dediniz mi?
Ne istediniz Şenol Şen´den, İsmail Ayaz´dan
Ne istediniz İsmail Çam´dan, Yaşar İnci´den
Ne istediniz Mustafa Şen´den, Şükrü Şen´den Sıtkı Göz´den.
80´e yakın insanın evini kışın ortasında başını yıktınız.
Sokağa ittiniz.
Gerek yok askerle vatandaşı karşı karşıya getirmeye
Gereksizdi iş makineleriyle, panzerlerle TOMAlarla insanların kapılarına dayanmaya
Bakın herkes kendi yıkıyor evini, barkını bırakın.
Uzungöl´ü görmeyen, 5, 10 kilometre aşağıda, bir o kadar yukarıdaki mesafedeki evleri insanların başına yıkmak ne demek.
Yapmayın beyler.
Kıymayın beyler
Hele hele devletin kapısına gidip ?Evimi yıktınız dört çocukla dışarıda kaldım? diyerek ağlayan bir babaya ?Çocuklarını yuvaya koyarım sen de başının çaresine bak, çadır kur ne yaparsan yap? deme aymazlığı gösteren yetkiliye ne demeli.
Devlet evladını devletin kapısında ağlatmaz
O kadar acımasız olamaz
Devletin şefkatli eli vardır, sıcak yüzü vardır, onu gösterin.
Durdurun bu kıyımı
Durdurun Uzungöl´de yaşanan bu rezaleti
Durdurun insanların evini başlarına yıkmayı.
Haçkalı Baba yaylasını yerle bir ettiniz.
Sultanmurat Yaylası´nı talan ettiniz
Barma´da ölye
Uzungöl´de aynı.
Hem turizmi geliştirin diyeceksiniz hem de yapılanları başlarına yıkacaksınız.
Devlet vatandaşına tuzak kurmaz.
Ne istiyorsunuz Trabzon´dan.
Ne istiyorsunuz Uzungöl´den