Uzungöl'den Bir Mektup

22 Aralık 2019 tarihinde Uzungöl’de gerçekleştirilen yıkımlar ile alakalı bir vatandaşın taleplerini içeren mektubu sizlerle paylaşıyoruz

10.05.2021 08:55:00 0
Uzungöl

Son günlerde Çaykara’da, Uzungöl’de dolaşırken çok üzüntülü vatandaşlara rastlamak mümkün. Karşılaştığım bir kaç tanesiyle ettiğim sohbette dertlerinin neredeyse hep aynı olduğunu fark ettim. Kardeşim neden boynun bükük, moralin bozuk diye sordum abi hangi birini anlatayım dedi. Ben 28 yaşındayım 6 Kardeşiz hepimizde mahalemizi çok seviyoruz, bütün aile olarak çalıştık, elde avuçta ne varsa komşulardan borç olarak, üç katlı bir ev yaptık.

Büyük bir mutlulukla evi dizmeye başlarken yıkım kararı çıktı. Yıkım ekibi geldi ve bizim dünyamız başımıza yıkıldı. Bu yıkımlarda sadece dünyası yıkılan hayalleri yıkılan umutları sonlanan maalesef sadece biz değildik, çok sayıda kader arkadaşımız bulunmakta yıkımlardan sonra Uzungöl’den kaçan, intihara kalkışan, ömür boyu borçlu kalmayıp yıkımlardan sonra borçlu kalan çok sayıda arkadaşımız mevcut.

Biz devletimize küsmeyiz ama devlet bizi çok üzdü ve madur etti çok fazla detaya girmek istemiyorum içimden çok şeyler geçiyor ama söylemek istemiyorum. Sadece şunları söylemek istiyorum; atadan, dededen, babadan kalan yerimize başımızı sokmak için yaptığımız evleri yıkmakla sorun çözülmedi. Asla yıkımdan yana değilim ama bir başka arkadaşımız devlet arazisi üstünde hazine yerine daha yüksek binalar yaparak ticarete yönelik işletme yaparak devam etmekte. Aynı zamanda yüksek yaylalarda yapılan yıkımlar kimin işine yaradı?

Daha fazla konuşup acılarımı hatırlamak istemiyorum. Devletten iki şey istiyorum bizim isimlerimizi adalet bakanlığına verip mahkemelerimiz iptal edilmesini istiyorum herkes biliyor mal canın yongasıdır.  Bizim ömrümüzü, hayallerimizi, umudumuzu yıktılar ama maalesef biz hala mahkeme kapılarına gidip geliyoruz. Sonumuzun da nereye varacağını bilmiyoruz herkes şunu bilsin biz Karadenizliler olarak Trabzon’lu olarak Çaykara’lı olarak devlet bizim kırmızı çizgimizdir. Devlet deyince taşıdığımız canımız her zaman devlet,vatan uğruna verilmeye hazırdır. 15 Temmuz darbesinde biz günlerce evimize hiç uğramadık.

Tekrar altını çizerek söylüyorum .Allah bize devletsiz bir gün göstermesin. İkinci bir isteğim var onca mağdur olan yıkım zadelerimize ticaret yapmak için milyonlarca para harcayarak, otel yapan ve daha sonra maalesef oteli yıkılan vatandaşlarımıza çevre ve şehircilik aracılığıyla TOKİ’nın yapacak olduğu iş yerlerinden kuraya sokulmadan birer iş yeri yani dükkan tarzında yer verilmesini ve diğer mağdur olanlara yani başını sokmak için kendine ev yapan yıkım zadelerine birer daire vererek umutları yıkılan  ailelere devlet şefkatini göstermeli diye düşünüyorum.