Doç. Dr. Necmi Kurt


Vicdanınız Sızlıyor mu? Geçmişi tahrip etmeye devam


Yıllık izinim nedeniyle Trabzon Pelitli köyü Afet evlerindeki baba ocağına gitmiştim. Sağ olsun Kerime Hanım biz gitmeden evi açmış, havalandırmış kiliminden halısına, mobilyasından yatak- yorganına kadar her şeyi elden geçirmiş? Havalandırılmış ve temizlenmiş bir eve girmemizi sağlamıştı? Kerime yengemin çok yorulmuş olduğunu Trabzon?a vardığımızda fizik görünümünden anlamıştım? Ne diyelim elimizden teşekkürden başka bir şey gelmiyor?

Eve girdiğimde annemin ve babamın sağlığında giymiş olduğu elbiseleri görerek onlarla hasret gidermek istemiştim? Ne yazık ki hayal kırıklığına uğramıştım? Özenle saklanmasını istediğim elbiselerden sadece bir iki tanesi vardı? Babam 25.06.1999, annem 30.05.2012 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştu? İkisini de özlemiştim? Bir an önce kabirlerini ziyaret etmek için evden çıktım? Pelitlide eve yakın küçük caminin önünde istirahat etmekteler? Önce yeni yolcu ettiğimiz anneme sonrada babama Fatiha okudum? Ayak uçlarından onları selamladım? İnancımıza göre sol ayak ucundan kabirdekileri ziyaret edince onlarında bizleri görme şansı varmış? O nedenle bende öyle yaptım? Yanımda sevgili eşim Cemile Hanım vardı? Bizim için bir avantaj? Anneme ve babama Yasin-i şerif-i okuyan birinin yanımızda olması güzel bir şey? O Yasin?i okurken ben çok eskilere giderek annem ve babamla hasbihal ettim? Çocukluğumu ve o zamanki yaşantımızı düşündüm? Zavallı babacığımın kara yolları işçisi olarak çalışarak bizleri okutması, annemin sırtında odun taşıyarak eve maddi katkı sağlaması, yoksulluk içinde bu günlere gelişimiz? Hepsi kayıtlı bir şerit gibi gözümün önünden geçti? Çocuklukta kayda alınan görüntü ve bilgiler en iyi hatırlanandır. Yalan dünya denilen bu olsa gerek? Zaman ne çabuk geçmişti? 56 yaşına ne zaman gelmiştim?Hep okumaktan ,hep çalışmaktan kendimiz için bir şey yapmamışız..Bir ömrü başkaları için çalışarak heba etmişiz?Bu dünyada bize kalan en büyük varlık teşekkürler ve dualar?Onların sayesinde yaşadığımıza ve ayakta kaldığımıza inanıyorum.

Hızımı alamadım? Bu gün duygusal takılmalıyım... Kurt dedemiz İnce Mehmet ağa ve onun aile efradını içeren kabristanı, Dr. İlhan Durgun abimizi, Rüstem Durgun büyüğümüzü, sevgili kardeşimiz Cahit Topaloğlu ve abiyi İsmet Topaloğlu?nun da kabirlerinde ziyaret etmek istiyorum? Ayrıca yeni kaybettiğimiz Ahmet Ziya Ayaz?ın ve köydeki diğer büyüklerimizden Mahmut Karakaya, Mustafa Deliömeroğlu?nun da kabirlerini gidip onlarla hasbihal etmek düşüncesiyle yola çıkıyorum.

Of?tan Solaklı deresi boyunca Çaykaraya sapıyoruz? Çift şeritli yol yapımı devam ediyor? Ayrıca Çaykara?ya kadar 3-4 adet HES yapımı var? Her taraf şantiye halinde?Söylentiye göre 20-30 kadar HES Solaklı deresi üstünde yapılacakmış.. Zavallı Çaykaralılar seviniyor? Yolları HES?ler tarafından yapılıyor, çalışarak veya çalışmadan çalışmış gösterilerek avantacı kişilerin cebine 3-5 kuruş giriyor? Sus payı olsa gerek? Ama güzelim Solaklı?nın başına neler geleceğini ve tabiatın nasıl değişeceğini bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar.. Günübirlik, plansız- programsız yaşamak hoşumuza gidiyor? Yarına Allah kerim?

Çaykara?daki araba ve insan kalabalığını görünce şaşırdım? Hem sevindim hem de üzüldüm? Hemşerilerimin araba sahibi olmaları beni sevindirdi? Ancak bu kadar arabanın gideceği yolların yapımı, park alanı, doğanın tahrip edilmesi, doğal güzelliği olan mezire yerlerinin yapısının bozulması düşüncesiyle üzüldüm? Tıpkı Uzun göl gibi? Uzun gölün doğal güzelliği yok edilerek şehirleşmeye dönüştürülmüş? Geçmiş olsun artık Uzun gölün bir özelliği kalmadı?

Önce Köye, mezirelere ve oradan da Görnek, Ağaçbaşı, Sultan murat, limon suyu yoluyla Kuşmer yaylasına geçtik?Trabzon?da, Çaykara?da, hemen hemen tüm köylerde ahşap binalar hakkın rahmetine kavuşmuş.. Ağaçtan yapılmış ve dışarıdan taş ve harçlarla bölmeli bir şekilde örülmüş 1-2 katlı güzelim evlerin sayısı giderek azalıyor? Yerlerine 3-4-5 katlı beton binalar yapılıyor? Sanki marifetmiş gibi? Kuşmer yaylası da ondan farklı değil?Eski yer obası bulmak mümkün değil gibi..Yine 2-3-4 katlı beton binalar yapılmış?Hasretimizi giderecek kremulu, taştan ocağı olan üzeri hartoma ile kaplı yer obalarını bulmak zor?İneklerle aynı kapıdan giren ve aynı yerde yatan eskilerimizin mekanlarını ne yazık ki bizden sonraki nesil göremeyecek..300- 400 haneli kocaman yaylada 3-5 adet yer obası kalmış? Onlar da yıkılmak üzere?

Yemek kültürümüz değişmek üzere? Muhlama, kuymak, lahana, turşu gibi yöresel yemekler özelliğini kaybetmek üzere? Hatta çoğu yayla obasında bunlar pişirilmiyor? Artık gevenlere gideni, tezek toplayan kızları, hanımları göremiyoruz? Sabahleyin nahırın gideceği yeri cami minaresinden bağırarak ilan etmek devri de bitti?Artık çürük ortası eskiden yapıldığı gibi yapılmıyor? Modernleştik? Çağa ayak uydurduk?

Eskiyi yıkarak yok etme modası gelişmiş ülkelerde yoktur? Gelişmiş ülkeler eski binaları,hanları,hamamları,kuleleri,köprüleri vs gibi eski yaşantıları dile getiren her türlü yapıları mutlaka korurlar?Bizler ise bu eskilerden kurtulmayı düşünürüz?Bir kongre nedeniyle Fransa?ya gitmiş ve Strasburg şehrini gezmiştim.1392,1420,1440 yıllarından kalma evler, kiliseler, hükümet binaları ,lokantalar,köprüler ,ağaçlar,bahçeler her şey korunmuş ve onarılmıştı..Bu binalar halen kullanılmaktaydı.Şehirleşme amacıyla yapılan yeni binaların bu bölgelerin dışında yapılmasına onay verilmişti. Almanya?da Stuttgart şehri de öyle, İngiltere de Londra da öyle? Eski yapılar özenle korunmuş..Tarih asla yok edilmemiş? Yeni yapılaşmalar bu bölgelerden uzak tutulmuş?

Bize gelince eskilerden kurtulmayı ilke edinmişiz..Eski elbiselerden,eski binalardan,eski arabalardan,eski kültürümüzden,folklorumuzdan kurtulma çalışmaları hızla devam etmektedir?Yeni kuşağa göre modernleşiyoruz .Yıkarak yenisini yapmak..Çünkü yıkmak çok kolay,yapmak ise çok zordur..Geçmişimize sahip çıkarak geçmiş tarihimizi ve kültürümüzü yaşatabiliriz..Eski ve yeni nesiller arasında bağlantı kurabilmek için bu ön şarttır.Ayrıca halen hayatta olan kişilerin anılarını yaşayabilmesi ve yaşatabilmesi için fizik yapının korunması çok önemlidir?Unutmayalım anılar yaşanılan mekanların varlığı ile anlamlıdır..Tahrip edilen fizik yapı anılarımızı, duygusallığımızı ve hayal alemimizi yok eder..Hayal edemeyen ve hayal alemi olmayan toplumların sağlık sorunları çok olup işlerinde başarı şansları daha azdır .."Geçmişine sahip çıkmayanın geleceği de olmaz"

Ömür çok kısa? Hayatı doya doya ve anlamlı bir şekilde yaşamak için özen göstermeliyiz? Anıların fizik yapının korunması ile yaşanabileceğini yukarıda belirtmiştik? Doğduğumuz evi, yaşadığımız mezireyi, serinlendiğimiz yaylayı korumalıyız? Aksi halde Mustafa Sırtlı gibi bakar ağlarsunuz? İnternete girerek Mustafa Sırtlının seslendirdiği ?Baktum Ağladum? parçasını görsel olarak dinlemenizi arzu ederim?

BAKTUM AĞLADUM
BUGÜN KÖYE ÇİKTUM, ESKİ EVUMA
KAPİDAN İÇERİ BAKTUM AĞLADUM.
ANAM BABAM GELDİ GENE AKLUMA
DERTLİ YUREĞUMİ YAKTUM AĞLADUM.

RUTUBETLİ ÇURUK ESKİ HALİLAR
NE ESKEMİ KALMİŞ NEDE PALİLAR.
PASLANMİŞ KUZİNA İSLAK ÇALİLAR
NEMLİ KİBRİTLERİ ÇAKTUM AĞLADUM.

HERTARAFİ SARMİŞ ORUMCEK AĞİ
AHİRİNDA KALMİŞ SİĞİRUN BAĞİ
ATEŞLUĞUN BİTMİŞ ÇULİ OCAĞİ
ZİNCİRİ YUKARİ TAKTUM AĞLADUM.

DUVARDA ASİLİYİ BABAMUN MESİ
KEDİLERE KALMİŞ TAVUK ÇUMESİ
KARŞİLADİ BENİ YAĞMURUN SESİ
KİRİLMİŞ CAMLARA AKTUM AĞLADUM.

BAKTUĞUM YERLERE GÖZLERUM DALDİ
HATİRA EŞYALAR YİLLARİ ÇALDİ.
BOMBOŞ ODANUN SESLERİ KALDİ
OTURDUĞUM YERDEN KALKTUM AĞLADUM

HERKEZ BİRTARAFA AYRİLMİŞ GİTMİŞ
SAHİBSUZ KALİNCA ÇATİ AKİTMİŞ
KOYDEKİ HAYATUM NE ÇABUK BİTMİŞ.
BUTUN ANİLARİ YİKTUM AĞLADUM

SANKİ BU EV BANA FERYAT EDİYOR
BABA OCAĞİ BU GİTME KAL DİYOR.
ŞEHİRUN ÇİLESİ BENİ BEKLİYOR
KAPİDAN DİŞARİ ÇİKTUM AĞLADUM.

KOYUMDEN AYRİLDUM DERTLİ YARALİ
KADERUM CULMEDİ BAHTUM KARALİ.
ÇOK ZORUMA GİTTİ DUNYANUN HALİ
YAŞUMİ YOLLARA DOKTUM AĞLADUM..