31 Mart 2019 Yerel seçimlerinde Ekrem İmamoğlu on sekiz bin oy farkla seçimi kazandığı medyada yer aldıktan sonra seçim iptal edildi. İptalin ardından AKP Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Esenlerde ki bir seçim konuşmasında: … “İstanbul’u biz… Efendim, ne dedi Yunan medyası? Takip ettiniz değil mi? “İstanbul’u Yunan kazandı diyor” Bir dakika yahu, bu arkadaş nereli? CHP’nin adayı nereli”? Seyirciler arasından sesler,( Trabzonlu!). “Ha! Olay büyük kardeşlerim. Olay büyük, hesap büyük, bu hesabı Esenler döndürecek Allah’ın izniyle”.
Tevfik Göksu daha sonraki tartışmalı bir belediye meclis konuşmasında Trabzonlular için onları üzecek bir şey söylemediğini ifade ederek; “31 Martta CHP adayı kazandı diye Yunan basını niye manşet attı? Ben bunu soruyorum. Bunun cevabını verin” dedi.
Tevfik Göksu kendi öyle söylemediyse de konuşması medyada şöyle yankı buldu: “İmamoğlu Trabzonludur, dolayısıyla Rum’dur, Rum demek Yunan demek, onun için Yunan basını bir Yunanın seçilmesini istiyor diye sevinmiştir.” Bu durum kamuoyunda tartışmalara sebep oldu. Trabzonlular ve Karadenizliler üzerinde menfi bir etki yaratmıştı. Herkes bilmeliydi ki Karadeniz insanı dini ve milli meselelerde hassastır (herkes gibi). Bu hassasiyetin yenilenen seçimde AKP aleyhinde bir oy kaybına sebep olduğu medyada yer aldı.
Sayın Göksu’nun sorusuna dönersek: “Yunan basını neden sevindi”? Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinin ismi eski tarihçilerin kitaplarında Pontus olarak geçer. Müslüman Türklerin Anadolu’ya gelişinden itibaren bu bölgedeki ve Osmanlının diğer topraklarında yaşayan Hristiyanlar Müslümanlarla barış içinde beraberce yaşadılar. Bilhassa Osmanlı’nın son yüz yılında bu durum bozuldu. Türkiye’de ki Gayrimüslimlerin büyük çoğunluğu son senelerde Osmanlıyla savaşan Rus ve İngilizlere destek verdiler. 1915 Te İzmir Yunanlılarca işgal edildi, Yunan ordusu Ankara’nın yakınlarına kadar ilerledi. Karadeniz Rumları (kendi tabirleriyle Pontus Rumları) yardım ettikleri Rus ve İngilizlerden yardım alarak bir Rum devleti kurmak için yoğun çaba sarf ettiler. Osmanlı bir yandan İtilaf devletleriyle cephelerde savaşırken bir yandan da içerdeki isyanlarla uğraştı. Sonunda bu isyanlar bastırıldı. Artık beraber yaşama ortamı bozulan Gayrimüslimler ile yolların ayrılma zamanı gelmişti. Ve 1923 te Rumların Yunanistan’daki Müslümanlarla mübadelesi sonunda Rumlar Doğu Karadeniz bölgesini terk ettiler. Bölgenin halkı atalarının çektikleri sıkıntıları unutmadılar. Onun için kendilerini Rumlarla ilişkilendirilmesinden veya bölgelerinin isminin Pontus olarak söylenmesinden hiç hoşlanmazlar. Birisinin Rum veya Hristiyan olması şüphesiz ki aşağılayıcı bir şey değildir. Ama ben “Rum da Hristiyan da değilim” diyen birisine Rum’sun veya Hristiyan’sın demenin veya bunu ima etmenin doğru olmadığı da aşikârdır. Karadenizlilerin hassasiyeti buradan geliyor. Bu tartışmalar Türkiye’de onurlu bir vatandaş olarak yaşayan bütün Rumları da Hristiyanları da rahatsız eder.
Tevfik Göksu’nun sorusundan devam edelim. 1923-24 Te Türkiye’den göç eden Rumlar Yunanistan’da iyi karşılanmadılar. Ancak Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı süreci sonrasında Karadeniz kıyılarındaki yurtlarını arkalarında bırakıp Yunanistan’ın kuzey vilayetlerine yerleştirilenlerin torunları, tarihi vatanları ile (gönül) bağlarını hiçbir zaman koparmadı. Karadeniz kıyılarını sık sık ziyaret eden mübadil torunları, Türkiye’de olup bitenleri de yakından takip ediyor. Trabzonlulara hitap eden Trapezounta.gr internet sitesi gibi birçok internet sitesi, İmamoğlu’nun horon dansı yaptığı görüntülere yer verdi ve bu görüntüler kısa sürede Yunanistan’da büyük ilgi uyandırdı. (Horonu kendi milli oyunu olarak düşünen Rumlar İmamoğlu için de bizden biri diye düşünürler) Uzmanlar, yaklaşık 10 yıl önce, İmamoğlu gibi Karadenizli olan Erdoğan için de birçok Yunan medya kuruluşunun olumlu görüş belirttiğini hatırlatıyor.[1] Başta Yunanlı işadamı İvan Savvidis’in sahibi olduğu medya kurumları olmak üzere, Yunanistan’da çok sayıda medya kuruluşu İmamoğlu’nu “Türkiye siyasetinde yıldızı parlayan bir figür” olarak lanse etti. Rumlar kendileri için de Karadenizliler için de coğrafi isim olan Pontuslu terimini kullandılar. İmamoğlu veya herhangi bir Karadenizli hakkında da Pontuslu tabirini kullanırlar. Bu arada bir yandan Savvidis’in son Başbakan Binali Yıldırım ile de çekilmiş fotoğrafı yayınlandı, bir yandan da Erdoğan’ın Yunan Başbakanı ile tercümansız baş başa yaptığı görüşme gündeme getirildi. Hangi dilde konuştular diye soruldu. Erdoğan’ın bir Yunanlı ile anlaşacak kadar Rumca veya Yunanca bilmesi mümkün olmadığı da konuşuldu. Yani siyaset kazanı kaynamaya başladı.
1923 Te Karadeniz kıyılarından göç eden, coğrafi isimleriyle “Pontuslu Rumlar” pek iyi karşılanmadıkları Yunanistan’dan Dünyanın çeşitli ülkelerine dağılarak güçlü bir diaspora (Kopuntu) oluşturdular. Bu diaspora bir yandan; “Türkler 1919-1923 arasında Rumlara, Ermenilere ve Süryanilere soykırım uyguladılar” diye Dünyayı ayağa kaldırmaya çalışırken, bir yandan da cemaatlerinin Karadeniz kültürünü canlı tutmaya çalışıyorlar. Bu diaspora Ermeni diasporasından daha yoğun bir faaliyet içerisindedir. Dünyadaki yaklaşık 200 Rum dernek ve sivil toplum kuruluşu Yunan hükümeti ve Dünyaya dağılmış akademisyenlerinden de bu konuda yardım alarak yoğun faaliyetler yürütmektedirler.
Karadeniz Rumları 1453 te Trabzon’un fethedilmesinden sonra Osmanlı devletinin Hristiyan Rumların dinini zorla değiştirdiğini iddia ediyorlar. Yani “şimdiki Trabzon ve havalisinin halkı zorla Hristiyanlaştırılmış Rumlardır, kendileri ise buna direnip dinlerini ve milliyetlerini korumuş olanlardır” diye düşünüyorlar. Dolayısıyla bir Karadenizliyi onların” dinini muhafaza edememiş” gizli bir kardeşi sayarlar. Trabzonluların başarısı “Pontuslu kardeşlerinin” başarısıdır diye sevinirler. Pontus olarak isimlendirilen Karadeniz bölgesinden bir vatandaşımız Gürcistan’da, Almanya’da Ukrayna’da Yunanistan’da veya başka bir yerde bir Pontus mübadilinin torunuyla karşılaştığında ondan aşırı bir yakınlık görür. Ve o Rum “biz kardeşiz, aynı milletiz” diye söze başlar, ta ki karşısındaki “hayır biz sizden değiliz, biz Türk ve Müslümanız” diyene kadar.
İşte Sayın Göksu’nun sorduğu sorunun cevabı burada yatar. Rumlar Karadenizlileri kendilerinden sayarlar ve Pontuslu ismini kullanırlar. Bu isim uluslararası akademik çevrelerce de Karadeniz bölgemiz için kullanılan bir isimdir. Dolayısıyla Rumlar horon oyununu bilen bir hemşerileri İstanbul Belediye başkanlığını kazandığını düşünüyorlar. İşte Rumların sevinme sebebi budur....