Papa Irak’ta ve özellikle Irak’ın Kuzeyindeki Kürt Bölgesi’ni çok sevdi. Burada çok da güzel karşılandı doğrusu. Eminim ki çok mutlu olmuştur. Papa, zaman zaman dünyanın çeşitli ülkelerine ziyaretler gerçekleştiriyor. Fakat dostlar bu ziyaret sıradan bir ziyaret hiç değildir. Bu ziyaret, Irak’a yapılmış olsa da Türkiye’yi çok fazla ilgilendiriyor. Durumdan vazife çıkardığımı düşünmeyin.
Mesela Irak Diyanet İşleri Başkanının Papa’yla görüşmek istememesi ve sarf ettiği sözler üzerine çok düşünülmeli. Kısaca, düğün değil bayram değil bu adam bizi niye öpmeye geldi, demeye getiriyor. Bu konu üzerine çok yazılıp çizildiği için sıradan olaylar üzerinde durmak istemiyorum. Benim daha derinlerde neler dönüyor onu açıklama fikrim var. Kürt Bölgesi’ndeki ziyaret sırasında arkasında duran pul tasarımı çok önemlidir ve doğrudan bizi ilgilendiriyor. Çünkü onların henüz tasarı halinde olduğunu söylediği bu hatıra pulunda, bizim topraklarımız Kürt haritası içinde gösteriliyor. Bu asla kabil edilemez ve Türkiye’nin şimdiye kadar ortalığı ayağa kaldırması gerekiyordu.
Şimdi çoğumuzun unuttuğu bir noktayı hatırlatıyorum. Trabzon’da 5 Şubat 2006’da, Sata Maria Kilisesinin papazı Rahip Andrea Santoro, daha 16 yaşlarında bir çocuk tarafından vurularak öldürüldü. İyi bir Katolik olduğu bilinen Santoro’nun en büyük hedefi, Irak’ın Kuzeyi’ndeki çatışmalar sonucu ortaya çıkan inanç boşluğunu mutlaka, kendilerine göre tek din olan Hıristiyanlıkla doldurulması idi. Bu konuda Vatikan’a raporlar yazdığı da biliniyor. Buna göre Papa’nın ziyareti daha çok anlam kazanıyor.
Irak Türkmen Cephesi lideri Erşat Salihi de bu ziyaretten oldukça rahatsızdı. Sincar’ı bir PKK yuvası haline getiren örgütün, şimdi de Türkmenlerin yoğun olduğu Telafer’e yöneldiği, hatta buralardan toprak aldığını söylemesi kulak ardı edilecek şeyler değildir. Bütün bunlar, senaryosu çok önce yazılmış bir planın sahneye konulmasından başka bir şey değildir. ABD’nin yeni başkanı Joe Biden, Obama’nın yardımcısı olduğu zamanlarda “İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecek” demişti.
2015’te ABD Başkan Yardımcısı olan Biden, Erbil’de Başkan Mesud Barzani’yle bir araya gelmişti.
Başkan Barzani, dönemin ABD Başkanı Barack Obama’ya ilettiği mesajında, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edilebilecek durumda olduğunu ve referandum ile bağımsızlık konularında barışçıl davranacaklarını söylemişti. Joe Biden ise Başkan Barzani’ye “Sayın Başkan müsterih olun. İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecektir” görüşünü iletmişti. Yani değerli okuyucular, çevremiz ateş çemberi… Irak’ta bunlar olurken, İran’da da farklı şeyler oluyor. Onlar da sınırımızda bir Şii devletinin hayalini kuruyor.
Yine ABD, durup dururken Yunanistan’a çok sayıda helikopter hibe etmeyi düşündüğünü açıkladı. Peki Yunanistan bu helikopterleri ne yapacak dersiniz? Yunanistan’ın bizden başka bir tehlikesi var mı? Anlayacağınız, ABD’nin yeni yönetimiyle de epey sorunlar çıkacağa benziyor. Bütün bunlar çok diplomatik ataklarla bertaraf edilebilir. Hariciyemiz çok iyi çalışmalı, sabahlara kadar ışıklar sönmemelidir. Türkiye bir yandan salgınla amansız bir şekilde mücadele ederken, diplomasi anlamında da büyük bir mücadelenin içinde olmalıdır. Suriye ve Kıbrıs konusuna hiç değinmedim bile. Çünkü bugünkü yazımızın ağırlıklı konusu Irak’ta olanlardı. Papa’nın ziyareti çok önemliydi ve harita dâhil birçok mesaj verip gitti. Şimdi şapkamızı önümüze koyma zamanı.
Haydi Türkiye!
Muhabbetle efendim!