Hayat gerçekten çok pahalandı. Öyle ki, her zaman çok düşük çıkmasına alıştığımız enflasyon da bu ay çok fırladı. Üstelik bu enflasyon sepetine her şey de girmiyor. Eğer temel ihtiyaç maddeleri tam olarak burada yer alsa, enflasyon yüzde kırkları aşar. Burada sebeplerini sıralayıp başınızı ağrıtmaya hiç niyetim yok. Benim asıl değinmek istediğim bir konu, hatta birkaç konu var; onları yazacağım.
Başta, temel gıda maddeleri ve ikincil ihtiyaç maddelerindeki girdi maliyetleri yüzünden ortaya çıkan bir artışı kabul edelim. Fakat buna bir de bizim insanımızın acımasız tutumunu da eklememiz gerekir. Alım satım arasındaki dengeyi hiçbir zaman gözetmez bizim esnafımız. Mesela 10 liraya aldığı malı 30 liraya satmaktan hiç çekinmez, utanmaz. Ayrıca bunun büyük günah olduğunu da bilmez; bilir de buna inanmaz. Büyük sürümün olduğu zincir marketlerde bile özellikle manav ürünleri önce çok pahalı bir şekilde etiketleniyor, satılmayınca ürünler bozulmaya başlıyor bu sefer bir indirim yapıyorlar ve ellerindekini böyle tüketmeye çalışıyorlar. Bu durumda tüketici, ucuza ama posası çıkmış ürünü alıyor. Muz mesela, önce 18-20 liradan satışa sunuluyor. Kimse almayınca günler içinde kolayca bozuluyor, çürümeye yüz tutuyor, sonra da indirime sokulup raflardan tüketilmesine çalışılıyor.
Yıllar önce Antalya’da kabzımallar, fiyatı çok düştüğü için yüzlerce ton domatesi imha etmiş, böylece fiyatın düşmesinin önüne geçmeye çalışmıştı. Oysa o domatesi çok daha ucuza halka satmış olsalardı, hem tüketici ucuz sebze yiyecek, hem de aracılar dua alacaklardı. Her zaman söylüyoruz; Türkiye’de sebze ve meyvede ezilen iki kesim vardır; üretici ve nihai tüketici. Kazananlarsa hep aracılar olmuştur.
Hayatı pahalandıran etkenlere bir de vatandaşların vurdumduymazlığını eklemek lazım. Salgın süresince evlerinize tıkanıp kaldığınız doğrudur ama dışarı çıkınca yüzde 80 ila yüzde 100 arasında zam yemiş ürünlere niye saldırdınız? Aç mı kalmıştınız da lokantalara, kafelere daldınız? Şimdi çoğu sağlıksız yiyeceklerle birlikte iyi de bir kazık yiyin de görün…
Anlayacağınız hayatı pahalandıran insafsızların yanında biraz da vatandaş kaşınıyor galiba…
Böyle olunca da hayat çekilmez oluyor.
Muhabbetle efendim!