Salih Altınışık


TRABZON ARTIK VAKİT KAYBEDEMEZ

Trabzon, tarih boyunca sadece Karadeniz’in değil, tüm bölgenin kavşak noktası oldu. Coğrafi konumumuz, lojistik ve ticari olarak bize paha biçilemez avantajlar sunuyor. Fakat ne yazık ki, elimizdeki bu büyük potansiyeli yeterince kullanamadığımız da ortada.


Yatırım Adası ve Endüstri Bölgesi, hafif raylı sistem, Güney Çevre Yolu, Kanuni Bulvarı… Bunların her biri Trabzon’un geleceğini belirleyecek stratejik projeler. Ancak gelin görün ki, hâlâ kağıt üzerinde, hâlâ bekleme odasında…

Bugün Trabzon, altyapıda geri kalmışlığın sancısını en ağır şekilde yaşıyor. Dar yollar, bitmeyen tüneller, plansız büyüyen şehir dokusu… Bu şehirde yaşamak isteyen gençlerimiz bile nefes alamıyor. Ulaşım sorunları yalnızca günlük hayatı değil, ticareti de tıkıyor. Oysa Trabzon, jeopolitik konumu gereği, Orta Koridor’un ve yeni kuşak-yol projelerinin tam merkezinde yer alıyor. Çin’den Avrupa’ya, Basra’dan Moskova’ya uzanan ticaret yolları Karadeniz’e çıkış ararken, biz hâlâ temel ulaşım projelerimizi tamamlamayı başaramıyoruz.

Hafif raylı sistem yalnızca bir ulaşım kolaylığı değil; Trabzon’a yeni bir sektör, yeni bir istihdam kapısı açacak. Bu proje ertelenemez. Aynı şekilde Güney Çevre Yolu ve Kanuni Bulvarı, Trabzon’un geleceğinin olmazsa olmazlarıdır.

Bir diğer önemli konu, Yatırım Adası ve Endüstri Bölgesi. Eğer bu proje gerçek anlamda ulusal ve uluslararası projelere entegre edilirse, Trabzon artık sadece bir balıkçılık şehri değil, aynı zamanda biyoteknoloji, savunma sanayii, bilişim, otomotiv ve sağlık teknolojilerinde adını duyuracak bir merkez olabilir. Bunun için yerel çekişmeleri bırakıp, merkezi yönetimle koordineli ve kararlı bir şekilde çalışmak şarttır.

Ve asıl büyük eksiklik: Trabzon hâlâ demiryolu ağına dahil edilmemiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Demiryolu, çağımızın en stratejik ulaştırma kanallarından biri iken, Trabzon’un hâlâ tren hattı beklemesi, şehrin potansiyelini heba etmektir. Üstelik sadece klasik tren değil, Trabzon artık hızlı tren hattını da talep etmelidir. Doğu Karadeniz’in lojistik üs olma iddiası, demiryolu ve hızlı tren bağlantısı olmadan asla gerçekleşemez.

Bir diğer sorun da hava ulaşımıdır. Bugün Trabzon Havalimanı Karadeniz’in en yoğun havalimanı olmasına rağmen modern bir altyapıya kavuşamamıştır. Pistleri, terminali ve kapasitesi Trabzon’un geleceğini taşımaya yetmemektedir. Modern, uluslararası standartlarda bir havaalanı, şehrin ticari ve turistik potansiyelini katlayacaktır.

Trabzon’un sorunları yalnızca büyük projelerle sınırlı değil. Hafriyat döküm sahası, makine parkı eksikliği, bakım ve depolama alanlarının olmayışı gibi günlük sorunlar da sektörleri boğuyor. Bu noktada belediyelerle, meslek odalarıyla ve özel sektörle çok daha yakın bir iş birliği şart.

Artık şu gerçeği kabul etmeliyiz: Trabzon zaman kaybetti. Ama daha fazlasını kaybedecek lüksümüz yok. Şehrin tüm dinamikleri – oda, belediye, üniversite, iş insanı, sivil toplum – ortak bir vizyonla hareket etmeli. Bu, basit bir yatırım süreci değil; adeta bir “seferberlik” sürecidir. Trabzon, potansiyelini kullanmazsa sadece bölgesel değil, ulusal anlamda da kaybeden taraf olur.

Şimdi ya birlikte ayağa kalkacağız, ya da tarihin bize sunduğu bu eşsiz fırsatı heba edeceğiz.